21 Eylül 2008

Torunum Beniiiiiim Bir Yaşında Güzel Gülücük..... Cemre ...

Geçen sene Eylül ayını benim kıvırcık anne adayı kızımla yürüyüşler yaparak geçirmiştim . Ne hoş duygulardı.. .. Ana- kız bebesi olmadan ayrı yakındık ve bebesi oldu büyüdükçe daha başka yakın olduk... ...Ben çocuklarım için Allah'a benim sevgimi aratmıyacak sevgi ..bebekleri olsun diye dua ettim hep ... Çok şükür ...

. Kadıköy'de bebek eşyası alışverişleri .. . Boğaz veYeşilköy sahilinde yürüyüşler . ve değişik enteresan restorantlarda yemek yememiz ...... Hele ... doğumdan bir gün önce Taksim'den Tünel'e ordan Galata kulesi önünden Karaköy'e ve köprü . . üstünden Sirkeci'ye üstüne üstlük birde otobüsle Yeşilköy .. Sarssın ve bebek biraz daha aşşağı insin diye heheheh ..Çabamız netice verdi ...gece de suyu geldi.....ilk NewYork'u aramış kardeşini konuşmuşlar..... ağrı sıklaşınca saat sabaha karşı 4 te acele Mehmet'le Avrupa hastahanesi.. ve doktoru Herman İşçi'ye ve bana haber vermeleri ile benimde saat 6 da orda hazır olmam ... Canımm kızım anne oluyordu ... ve normal doğum yapacaktı.. çocukluğundan üniversitesine ....yurt dışına çıkışı bana olan bağlılığı herşey gözümün önünden geçiyordu .. Sıcak bir banyo yaptı yardım ettim canıma...... ağrılara katlandı saçını okşadım ama hep Mehmet'i yanında bıraktım karı koca . birbirlerini desteklediler....... Doktoru Herman İşçi benim ve kızlarımın Jinekologu . Ayrıca özel bir insan beni hiç bir zaman kırmadı Heyecanımı anladı ......Ve doğumun olduğunu hemen bana haber verdirtti...
Mehmet damadımla iletişimimiz böyle durumlarda çok iyi ........Neyse bebe geldi saat 12.55 ağrılara dayandı kızım benim .. doğumdan bebeğin çıkışı ile' anne bak hemen doğurdum' diye bağırmazmı? Ayy bu kızlara ben küsememde dayanamazlar ama bazende beni ve kendilerini üzüyor keretalar ....

CEMRE BİR YAŞINDA .............................
Allah analı babalı yaş günleri kutlamak nasip etsin ......torunuma ..
Ayy bir güzel olduki .. İstanbul Vilayet Evi'ni babadedesi ayarlamış .. Mekan zaten güzel .. pastası ayrı güzel .....Kızım benim çocuk yüzlü güzel anne .... Mehmet damadım beni karşıladı .. Gülücük kucağında ... ve arkadaşları genç anneler babalar bebeler.....birde kızımın o sevimli kahkahalarıda olunca ben bir sevindirik oldum .. Mehmet ve Petek'in okul arakadaşlarını onbeş yıldan beri tanırım ... Hepsi mühendis ve süper zeki ve esprili.. çok ... güldüm..... Cemre kucağıma geldi oyuncakları ile oynadık ... Artık onu çok öpüyorum ama saçlarının üzerinden kıyamıyorum o bebe tenine...... . Mide ağrılarımı unutturuyor bu torun işte ....yaşamım!!!!!! sevinç ve hüzün yanyana ..... Ama ..... ben anlaşılmayınca veya yanlış anlaşılınca kızlarım üzülüyor .. İşte sevinçlerimin bedeli.....

16 Eylül 2008

'' Helikopter Anne Babalar''

Radikal gazetesinde bu gün Oral Çalışlar'ın yazısı bu başlıkla  başlıyordu .. Tabii ilgimi çekti . Ve okudum ..' Helicopter Parents'sözcüğünün son yıllarda Avrupa ve ABD   gazetelerinde çokça söz edilen bir deyim olduğunu ve çocuklarının peşinden heryere koşan ve heryere yetişmeye çalışan  bu anne ve babalara her yere yetişen askeri helikopter örneğinden çıkarak '' helikopter anne-babalar ' adı verildiğini  yazmış ..Tabii batı dünyasında bunun sosyolojik ve psikolojik sorun olarak ele alındığını yazısında belirtmiş..
 Gelelim benim yazma sebebime .. Ben bu tabiri  NewYork'ta yaşıyan kızım   İpek'    şaka yollu anlattım ..
 Ertesi gün bana bir email .. eeee' helicopter  anne ' nasılsın diye ..... Benden cevap ....
Canım kızım evet .. ben sizin  için   'helikopterdim '  amaaaa  bir farkım vardı.. Sizin ikinizide
 küçük ama güçlü motorları olan bir 'uçak ' olarak hazırladım ..' Benden zamanı gelince kaçabilesiniz ve iyi manevra yapabilesiniz ' diye   heheheheheheh
Ve   verdiğim bu cevap  çok hoşuma gitti.....

15 Eylül 2008

Oyyy Hırçın Karadeniz .. Tabiiii Ege'den geçerek... Lacivert Rengiyle Akdeniz.. Ve Anacığımın doğduğu Yer İç Anadolu .. . Kapodokya ...... ve Bazen Uludağ.... Süha ve Ben ... Avrupa yollarında......

Balıkesir Baro'su ile 1985 yıllarında Baro Başkanı Av. Turgut İnal ve avukat meslekdaşlarımızla yaptığımız Karadeniz gezisi..........
Yaptığımız diyorum Süha ile beraberdik ne güzeldi herşey... Doğal ve tarihi güzellikleri olan Samsun'dan başladık bu geziye ...ve her şehrin Baro Başkanı tarafından karşılandık ve gezdirildik ... . Giresun .. inanılmaz farklı ve moderndi o tarihlerde.. Tekneyle denize açıldık... ve teknenin tepesinden denize atlıyan tek kadın ben oldum .. Giresun'lular bile çekinirken.....'. Karadeniz ' bu hırçın dalgaları ve tuzunun az olması nedeniyle adeta insanı yutuyor. Tabii benim atlamamla denizin dibinden yukarı çıkmam bayağı vakit aldı.... birde tekne demir taramazmı?*. Süha herzamanki gibi canım .. beni kollamak ve merak etmek zorunda kaldı ....Böyle bir olayın benzerinide Yugoslavya'da I99O yılında çocuklarla çıktığımız ikinci Avrupa çıkartmasında!!!! 'Kırka' şelalesinde suya girmiştim ve şelale beni içine çekmişti neyse....... gelelim Giresun denizine..... Sonradan Milletvekili olan Av . Önder Kırlı'nın ...en son koluna tutunduğumu hatırlıyorum .. Ve de tekneden halat atıldığını.... Sonraaa..... Rize nemli havası ile tipik Kardeniz şehri.. Trabzon'un Ayder yaylası ,Sümela manastırı .....Artvin sınır kapısı........ Kaçkarlar ..tanrının hediyesi renk cümbüşü..yemeklerinin lezzeti... Ama karalahanası ve hamsinin her yemekte olması .. unutulmazlar arasında .... Sonradan Süha'nın sevdiği yer olan Sinop ...Türkiye'nin en kuzey ucu ..İnce burun Türkiye'min ..fiyord ları......Hamsilos koyu .. Norveç İsveç fiyordlarına ne gerek vaar..Amasra ve daha niceleri........
%%%%%%%%%%%%%%%
Ege'den Bodrum'dan Datça'dan Köyceğiz'den geçerek... Akdeniz...... Süha ve çocuklarımla gittiğimiz Patara.. Antalya, Mersin Kale'si.. sonra benim çocuklarımla gittiğim Saklı Kent.... Arabamız ve ailemiz ile 1975 - 1985 yıllarının ıssız güzelliği ile ile benim ülkem..Kaç kere gittik bu yerlere... İlk Akdeniz seyahati dönüşü Kapodokya'dan... sonrası Tuz gölü ve ordaki çeşmede beş yaşında olan Petek'imin ayağını yıkadıktan sonra ayakkabılarını unutmamız ve gece otelde kalmak için evlilik cüzdanı istenen dönemde babasının kucağında uyuyan Petek kızımızı göstermemiz canımmmm Süha çok özledim seni ...Hele kış döneminde çocuklarla gittiğimiz ve kayak kaydığımız Uludağ..... Ailemle küçük kızlarımla ne güzel günlerdi......
%%%%%%%%%%%%%%%
Ya Süha'm ile o yıllarda 0 ilk Türk arabalarından ' Murat' marka arabamızla yaptığımız seyahat.. Lügatımızı haritamızı aldık yallah Avrupa .... yola çıktık .. Harita ve yol bulabilme kabiliyeti büyük kızıma babasından geçti . zaten......Bazen arabamızda yattık bazen yol üzerindeki kamplarda ... kaldık .. Yugoslavya Dalmaçya kıyıları... 'kikiriki' Yugoslav'ların fıstıkları..... Venedik...... o zamanlar televizyonda'Kunta Kinte ' adlı zencilere ait bir dizi vardı ... Ben yine iletişim meraklısı olduğum için .....için zenci turiste sormuştum' Do you know Kunta Kinte?' diye heheheheh şaşkın bakışlarını unutamam ........Roma..... plakamız '10 Balıkesir 'olması nedeniyle Balıkesir'li bir gencin bizi davet etmesiyle şirin bir ev partisi yaşamamız ve Süha'nın Italyan'lara plav yapması ve kaşık nasıl çalınır ritmle göstermesi .... Monako'da şık giyinip kumarhanelere gitmemiz ve St Tropez sahilinde ilk defa gördüğümüz üstsüzlere bakışımız... Açıkçası ikimizlede yabancı diyarlarda çok güzel ilgileniyorlardı ama Süha çok yakışıklıydı. ve beni çok seviyordu...... . küçük sahil kasabalarındaki festivaller...... Paris... canım ağabeyim Barış eşi İzabel ile beraberlikler .. Londra .. Brüksel ... . Viyana ...Sofya ....Budapeşte .. Belgrat..... ve o yolları arabamızla ve Süha ile sadece ikimiz yaşamak. ..............anılaaaarrr çook fazla üzerime geliyor......













%%%%%%%%%%%%%%%%

Ya daha çoook sonraları Petek Hamburg'ta okurken ve iki kızımla yaptığımız Prag seyahatimiz o nefis tarihi Prag köprüleri ve Çek biraları...... Amaaaaa trene binerken bizi itiştirip karambolda ..film makinemizi çalmaları.. soona boş çantası ile dolaşmamız .. Soyulmadan beş dakika öncede soyulan bir Japon turistin çırpınışınıda seyretmiştik ....'vay anasını'diyerek...sanki bize olmazmış gibi.......
Birde giderken bize 'dikkatli olun 'demişlerdi .... heheheheh... Ayy bu kızlarımla neler ne sevimli olaylar yaşadım ben yabancı diyarlarda..... ..... Sağolun emi .. çocuklarım .............


14 Eylül 2008

Aydınlandığım Kendimi Bulduğum 1985 li Yıllara Dair Sözcükler.... ve 1990 Salzburg Mozarteum Müzik Akademisi'nde İlk defa bir aile Yasemin, Süha, Petek, İpek.... Eğinlioğlu;1991 Piyano Konserim




Bazı bizler dünya sahnesinde güçlü oyunculardık ..Ve sevgiyle gelen bir darbe ruhumun üstündeki yanlışlık ve suçluluk baskısını aldı . Ve bedelinide ödetti ama ... Onada banada ..ve onla başka insanlarında var olduğunu öğrendim ....Ben doğaydım. Kendi kendimi koruyordum,onun için hırçın ve vahşiydim.Etrafımdaki insanlar bir kartal gibi kafesteydiler ve dışardaki uçan kartalı izliyorlardı.Bu özgürlüğe doğru uçuştaki tehlikelerden beni bir gücün koruduğuna hep inandım ..Doğa sevilir ve kıskanılır.
.Doğanın kölesi olan yırtıcıdır , boşveren kaybeder ,aydınlanmış insan doğayı kendisine dost kılar .
.Toplumun sessiz baskısından kurtuldum. İnsanı kendimde tanıdım.. Okudum müzik dinledim ve piyanomda yeni melodiler buldum ve geriye baktığımda kendimin ürettiklerini gördüm . Duygularımı hep yoğun yaşadım . Ve yaşama sevme kendilerini gerçek özgürlük haklarından mahrum bırakan bütün güçlere karşı direnmeyi ve bu güçleri yenmeyi bildim .Daha doğrusu direnmeyi hep bilmişim... ismini koyamamışım.... Önceleri yanlış aynaya bakmışım ....beni bana ters yansıtıyorlardı ...Herşeyden önce kendine kendin için bakabilmeyi ve kendi değerini bilmeyi...bilmek..
Sevgi gücü kadını kadın yapar ... Ciddiyet maskeli insanlar ..Sevildiğini bildiğin yerde güç alıyorsun ve sahneyi hayatı iyi yaşıyabiliyorsun .. Soğukta bile üşümiyebiliyorsun !!!!!!!......meditasyon gücü... Konuşurken bedenimle ve yüreğimle konuşuyordum..
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Batty Blue' filmi .. Çabalıyor istediğini alamıyor ve acı sonu ...doğal cıvıl cıvıl bir kadın kanalı yok çılgın coşku bitiyor kaynak bitiyor ..Unutamadığım kendimi yaşadığım filmler .... Ama benim kaynaklarım vardı .. Yaşam kaynağımı kıskandılar..Anlaştığım insanlarla konuşurken caz yapıyordum adeta ... .....Kendimi eskiden yorumlıyamıyordum .. yanlış notalara basıyordum .. Ama şimdi doğru çalıyorum ..Tchakovsky 5. senfoni' kader' müthiş.. dinlerken beynimin hücrelerine nüfüz ediyor .. aynı sevgi gibi ... ..Balzac 'büyük faziletler sevgi öğretir '. Carmen 'den' sevgi çingene gibidir sınır tanımaz'.Jules Verne' Yeşil Işık' adlı kitabı güneş batarken çok kısa süre önce görünen son ışığa bak hem kendini hem başkalarını anlarsın .. Carl Orf'un 'Carmina Burana..'.sı.. bu müzik bana aldığım sevgi darbesini hatırlatır hep ....Bengi Evranos arkadaşım .. Doğa sevilir kıskanılır sözüne karşılık..'. mesela... en güzel yerlere ağaçlar kesilip deniz doldurarak evler yapılır..'.ve ' Sen yeleleri uçuşan bir kısrak gibi hedefsiz koşuyordun ama şimdi öğrendin'
.Canım kendini kabulde zorlanıyor onun sürükledim .Benim sevgimle yaşadı ama ben onun toprağında yeşerdim ... ...Çocuklar çiçek gibi hastalanınca solarlar diplerine su döktünmü canlanırlar sevilmekte öyle birşey ..
..'Devlerin aşkı' filmi ...James Dean için yönetmen onu alabildiğine özgür bırakmadığıma pişmanım o yalnızlığı biliyordu .........Çehov 'dan hak edene ince sözcüklerle hatırlatma ...İnsanlardaki yapmacık olan herşey onu utandırdığını birşekilde her an yazılarında vurgulardı ...Kendimle hesaplaşmakta onurla çıktım .. Tek tek kelimeler benim ışıktan merdivenim oldu ...Bağımlılık yaparım ..Her yerde dinlenen müzik değilim ..Bach'ın piyano eserleri... iki el birbirini takip eder konuşur gibi ...... ..Lionel Richie Görüyorum gözlerinde ,görüyorum gülüşünde bilmeden özlediğim herşeyi ..Nietzche .. Hermann Hesse.....okudumda okudum ... ama güzel olanı yaşadıktan sonra tekrar okumam oldu bu yazarların kitaplarını..... yaşamadan öğrenmek teoride bırakır insanı ve sen olamazsın ...
..Ama kozalarında yaşıyanlarda var ....Düşünmeyen duymayan görmiyen hayata rağmen ..... .Enerjiyi kutuya koymadan yaşıyabilmek.... ..Soğan katmanları gibi kendimi açtım .Arthur Miller' Marlyn Monre' için.. 'doğallıydı insanları ona bağlıyan insanlar ona erişmek için ellerini uzatmak ve yardım etmek istiyorlardı ama aynı zamanda öldürmek istiyorlardı '..... severler kıskanırlar bilmediğin sevenler var sevmişler ama söyliyememişler......eveet ....Etrafımdaki erkekler iki ağabeyim.. sevgileri olan ben. Babamın gücü ve enerjisinin ağabeylerimi bilmeden ruhen yok edişi... ve benim direnerek kişiliğimi korumak için babamla kıran kırana savaşımız ....Süha eşim .. tutkulu sevgisi ben.. ve benim hayat limanım .. ve çocuklarım....
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&


Desenlerim güzeldi
Bilmiyordum
Sevildim
Nakışla İşlendi
Ben güzelmişim
&&&&&&&&&&
Saçlarıma ak düştü
Düşünmekten
Gözlerimin kenarı kırıştı
Gülmekten
Olsun
Ne güzel bu çizgiler
Yaşamı yaşadığımı anlatıyor
Boyıyamıyorum saçlarımı
Vazgeçemiyorum gülmekten
Çünkü onlar
Yaşamımın acıları sevinçleri
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Özlüyorum seni
Dostluğunu
Anlamanı
O sıcacık içimi ısıtan bakışını
Bana beni veren sevgini
&&&&&&&&&&&&&&&&&
Saçların dökülmüş
Alnının çizgileri derinleşmiş
Düşünmekten
Olsun
Ne güzel
&&&&&&
Birlikte sabahı paylaşmadan
Gülen bir yüzle olmadan
Şefkatli bir kelime duymadan
Saçınız okşanmadan
Yaşamayı bilirmisiniz?
İsminiz seslenilmeden
Sözünüz dinlenilmeden
Sevinciniz acınız gülmeniz paylaşılmadan
Nasılsınız? diye sorulmadan
Söz tokadı yiyerek
Hala.
Yaşam sevinicinizi yitirmeden
Yaşamayı bilirmisiniz?
&&&&&&&&&&&&
İlk sevincim
Gece saçlı
Gülen gözlü
Gülmeyi paylaştığım
Esmerim
Kızım benim..
&&&&&&&&
Melek yüzlü
Bal gözlü
Kumral saçlı
Gün ışığım
Kızım benim
&&&&&&&&
Ağacın yeşilini
Denizin mavisni
Müziğin Armonisini
Senle paylaşmak istiyorum ...
&&&&&&&&&&&&&&&&&
Esmersiniz; Güzelsiniz , Kadınsınız .........
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Nasıl bir güçtü ,o cüret ve sevgiydi ,Beni benle barıştırdı, Engel tanırmı bu dostluk bu sevgi
İmkansız,Ve mutlaka o bir gün olmalı . İnsan hayatının bu isteğe hakkı var .
Hep yazmak ve konuşmak istiyorum .Her konuşmanın sonu senle birdaha gel oluyor .
Kopabilirmi bu iletişim .
Sonsuza dek var .
Herşey ışık aydınlanıverdi .Beynim . Ne güzel oldum .Işıl ışıl bilerek doğruluğuna.
Kenetlenmiş bir kişiliği açığa çıkardın .
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&666
Seni yaşıyorum .Yaşamadığım duyguları senle yaşıyorum . Bütün kainata haykırıyorum .
Seni namusumla ruhumla ....... Bedeninle sarı kemerin siyah elbisenle Seviyorum ....
. Benden şüphe etme birdaha..Korkmuyorum senden ..
Ağlama ne olur ..
Bende ağlıyorum .....Allahaısmarladık ..
Sen önce söyle
Ve söz ver bana güçlü olucağına ...



&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&6
Öğrendim, beni öğrendim .Gülen gözlerimin coşkumun içindeki hüznü görensin
Çocuklarımı anlatırken sevincimi görensin
Benim gören ama anlatamıyan gözlerimsin
Severler seni sen bilmeden demiştin ya?
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Buluyorum sevgini doğayı bende seviyorsun ,Sende denizlerimde yüzmek
Mevsimlerimi yaşamak istedin . Ama doğayı tahrip ederlerdi .Bildin..
Gelişimimi izliyorsun . Doğayı seyredip evdeki çiçeğinle yaşamayı tercih ettin
Anlıyorum ....
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Evet onla yaşadım . Zorladım .. Doğadan kaçamadı. Seviyordu kıskanıyordu ..
Bilemiyordu doğaya bakmasını. Onu nehirlerimde yıkadım .Coşkulu nehirlerimde yüzdürdüm.
Beni fazla tahrip etmemesini sağladım .Güneşimle ısıttım .
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&6
Bana ışığınla doğamdaki nehirlerimi çiçeklerimi mevsimlerimi kışımı baharımı gösterdin .
İnanılmaz duygular .
Bana böceklerimi gösteriyorlardı .. Böcek yoktu ki !!!
Beni aydınlatan cüretini seveceğim.
Doğa onu bozmıyana cömerttir Sevilince gelişir .. Çop dökülünce arıtır ..
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&6
Güneşe yürüdüm .Ayın yolundan gittim gemimle
Uzanmak istedim ışıklarına olmadı Ama bana yolu gösterdiler ...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Sabahları uyanınca açardım hemen perdeleri ..müziğin sesini...Aydınlık girsin ses..olsun diye ..
O kızardı bağırırdı hep Çünkü sevemiyordu aydınlığı sesi
Anlıyorum sesışık bendim sevemediğide kendisi
Evde çocuklarım var onlar ses ve aydınlık ..
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Duvarların çatlaklarından berrak sızıntılar oluyor içiyorum ve devamının duvarları zorladığını görüyorum .
Öyle berrak ve yürekten ki sızıntılar o sevgi gücünün manyetik alanındayım ...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Ve tutkulu sevgi O soğuk çehrenin..
Acılarını görüyorum Onun kendisinin hiç olup sadece beni yaşadığını görüyorum .Haykırarak anlattıklarını dinliyorum
Onun beni gördüğü,
gibi acısını görüyorum .
Toprağımdı benim beni besledi bilmeden
' Ben senin yanındaydım ..Sana ulaşmak için çaba sarfettim .Ve başka sevgi başardı .Yara aldım ' diyordu..
Sevgisini açtım ben aldığım sevgi darbesiyle.........Tüm duygular dökülüyor ... tehlikeli ama yepyeni oluyor herşey ..
İkinci bir hayat sunuldu bize....Tutku acımasızlığa dönüştü ..
Onun içindeki fırtınaları yaşamasına ilkönce kendisi fırsat vermemiş . Yaşamın ona çocuk yaşta verdiği acı nedeniyle doğasını
zaten yaşıyamıyacaktı onu benle yaşadı ..Ben onun şansıydım .Vahşi tabiatı bilmeden besledi İçinde yaşamaktan mutluydu.. Sürüklüyordum onu.. Hayır diyemiyordu , o zırhının içine girmeyi kendi istememişti..
... Ve o zırhı açıp ben içine tümüyle girmişim hep bilmiş :.. Ağabeylerim tutkulu sevgisi annemin kıskanması babamın beni yakalıyamaması ve hep sevgiye doymadan ailemden alamadığım..şefkatli bir sevgiyi aramak...Çünkü sevgi bardağım herkezden büyüktü .. Şimdi nelerdeeeeeen sonra......... çocuklarım ve torunum sayesinde 'sevgi limanını' bulmam....işte hayat .....Allah bana onları bağışlasın .....
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
O bir liman ..Zorla teknemi aldırdım . Biliyor . 'Koşudayım senle . Ben yoruldum sen git ..Ayrılamıyorum koşuyu terk edemiyorum '
Mantık dünyasında benim düşlerimden korkarak yaşamak.... tanrım ne acı ...Ama öz sularımı kesebilir koşuyu terkedebilir .. Ama tabiat hükmünü
icra edicektir . Bedelini ödiyecektir ..sevgisi nedeniyle ...
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&6666666
Onlar sahilden denizi seyrettiler... ne güzel dediler...
Coşkulu denizde ben yüzdüm .. Karaya çıkamadım .. Ben sevdirmek için birşeyler yapıyordum .. seni seviyorlardı ..Sen savaş oyunu oynadın ben savaştım ...Ormanında baltayla dolaştım beni sarmasın diye ...Ama o ormanı seviyordum .. Şarlo filmlerindeki baston elindeydi sen önde deviriyor ben düzeltmeye gayret ediyordum ... Geliyordum peşinden ....Kaçamıyordum senden ...

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
Sen kendinleydin......
Ben limandım geziyor geliyordun ama limanın ağzı kum doldu ...
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Ben gökyüzüne yıldızlar serpiyordum ...küçüklü büyüklü ... yakalıyorum .. onları..... mutlu oluyorum ... Ve insanlar beni sevindirmek istiyorlardı.... ... Tekne ile çılgın sürat ... heyecan ve hep beni mutlu etmek isteyen ama kıskanan .. o yanımda olup bilemediğim sevgi .. ama anlatamadıki ....Sevinç çığlıklarım ve 'SEVİ ÇİÇEĞİ' teknemizden derin denize kolluklarıyla attığım iki yaşında ki güzel kızım İpek ...Derin denizde küçük gün ışığım.... yüzerken . Çıplak bebek melek tablolarına benzettim . Denizin mavisiyle güneşin ışığı etrafında hareler oluşturmuştu .. Kolundaki kolluklar kanat olmuştu .. Kiliselerdeki melek tablolarına benziyordu ..Müthiş güzeldi ürperdim .. Deniz mavi
Meleğim çıplak
Işık gibi denizin içinde
Ne güzel
Prenses okula başladı .. 'sevicekler beni değilmi '?. diyor Ben üzgün olunca 'gül anne güzel ol 'diyor .Peteğim'in küçüklüğünde 'anne sabahın gözü açıldımı' diye sorardı?

%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Değişme ama git diyor ..oda beni almadı özgürleştim . doğa kapatılamazdı ..sevilmeliydim böylesine .ve gelişmenin acısı içinde..
çocuklarım .. yaratıcılığım ...Sevgiye ipotek koymak canım 'gülünç ben hayatıma ipotek koymuşum, yaşamımı bağlı kılmışım..'
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Büyük kızım gülüyorsun anne kendi istediğinde ... bizim için bir filmde güldünmü ?....

O ..dünyamı sana verdim kendim için dünya kurmak istiyorum öbür insanlar bizlerde varız ..Ben seni tanımaya uğraştım . sen seni aradın . ve benim ruhuma kök saldın .. toprağımla geliştin fazla büyüdün ama alıcağın birşey kalmadı benden ...izledim ve ulaşamadım ..Acı çekiyorum sevemiyorum .. tükendim ..Annenizi sevin çocuklarım ...
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
Tüm mevsimleriyle yaşamak.....
O antartikaydı ben güneşimle eritmişitim çiçek bile açtırdım ..tekrar buz oluyor :. Doğa uyumunu .....
kendini buldu



%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%
1990 BALIKESİR ASKERİ OKUL'DA BÜYÜK KONSER.....Ayhan Aydın Edebiyat öğretmeni ..' HADİ KENDİNİ ÇAL' demesi ve benim okun yaydan fırlaması gibi konsere hazırlık....
Sevgi darbesi .... kendini anlama ... Kırmızı kıyafet ...... Savaştepe'den Balıkesir Valisi Kemal Esensoy tarafından getirtilen siyah kuyruklu konser piyanosu Balıkesir Askeri Okul salonu ve Balıkesir Belediye Başkanı Av .Sami Gökdeniz tarafından tahsis edilen izleyici için otobüsler ... sonrası evvelce benim öğretmemle konser verdiğim Petek kızım ve bana yazılan şiirler değerli öğretmen
Aydın Ayhan'dan
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&.
Dün müziği gördüm
Ben müziği gördüm
Yasemin'in parmaklarından dökülen baharı,cıvıltısını kuşların ,çiçeklerin rüzgarını gördüm.
Kalabalıktaki yalnızlığı asalet içindeki tevazuyu,
bal taşıyan arının mutluluğunu gördüm

,dün müziği gördüm
renk renk
tropik bir meyvadaki mavinin ,Anadolu kirazındaki penbe yansımayı gördüm .
Gördüm ,çağlayandan yukarı fırlayan alabalığı
Gördüm ,severek duyan kalabalığı
Gördüm ;kelebek kanadındaki rüzgarı fırtınayı
Hırçın deniz dalgalarında savrulan yapayalnız bir elmeyı

Dün müziği gördüm
Yaşama seçilmenin güzelliğini
Üretmenin sevincini
Mutluluğun sevincini
kısacası arkadaşım
dün ben insanı gördüm
yaşamayı gördüm
dün ben müziği gördüm
Arkadaşım
müziği gördüm ..
%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%%555
KONSER SONRASI DUYGULAR
Baharı getirdiler dün gece zümrüt bir kase içinde
Altın ışıklara sarılı
Ve döktüler kucağımıza
Yeni sürülmüş bir tarlaya yağan yağmurun kokusunu
Baharmı geliyor ne ?

Evrendeki yakut nar dün gece açılıveredi
Müziğin büyüsü saçılıverdi
beynimizdeki dünyayay a
Şaşırdım


Bir Petek'ti
oğul oğul sağılan bal dolu dünyasından evrene,
arıların dünyasından
arılar vızıl vızıl ,arılar çiçekçiçek ..
arılar
dolup
müziğe
yepyeni bir tat verecek

Bir çiçeğin usta elleri ,işledi rüzgarın sesini baharın gizemli nefesini,
sırma sırma
ve koza çatladı
büyü bozuldu
fırtına dindi
rüzgarın önündeki çiçek başını kaldırıp gökyüzüne
güneşe döndü

Güneş gene her sabah dağların ardından güler
karanlıklar ötesinde
aydınlık
ışıl ışl dünyam her sabah
ve her sabah arılar
açılan renk renk doğaya
ve çiçeğin sesini
peteğine doldurur ....

&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&
VE SALZBURG MOZARTEUM MÜZİK AKADEMİSİ 1991 ÇOCUKLARIM VE EŞİM....
Chopen ..... Czerny .. talebesinin talebesi Polonya'lı hoca Andrei Yaşinsky'den ders alma...Fronburg sarayı yurt olarak hazırlanmış .. orda ailece kalış.. ve dönüşte ...... televizyon 'Bizim İnsanlarımız ' programı ve Altan Aşar ile başarılı bir çabanın Türkiye 'ye duyurulması....... Benim şehrim....İstanbul' a göç...ve Kıbrıs Lefkoşe AKM 'de Denktaş'ın davetiyle yabancı elçilik mensuplarınında katıldığı resital.........ve ilk önceleri Petek kızım ile başladığım.. sonrasında şimdi profosyenel piyanist olan kızım İpek ile verdiğim nice konserler......
&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&&6666
Ama nelere rağmen...Onun çıkmazları ve acıları içinde... yaşananlar işte....aydınlanma... ben beni sevdim neticede canımı kaybettim....Ama çocuklarımı kazandım......

11 Eylül 2008

Gebze Yerine İzmit......... hehehehheheheh!!!!!!

Ayyyy yine hızımı alamadım yolu kaçırdım .. kızımın işyeri Gebze' Tübitak' yerine kendimi İzmit'te buldum heheheheh.
 ..  Allah'tan sabah erken çıkmıştım .. Havada pek güzeldi .. 
Yeşilköy sahil yolundan E5   ve I. köprü ve sonrası.... o  renkler yokmu? mavi yeşil yine karıştırdım tabii 'tem' denilen yola çıkınca kızımın tarif ettiği güzergah değişti ve ben İzmit körfezinin  denizinin rengine bakarken buldum kendimi.. heheheheh. Tabiii yolda kamyonları sollayıp bir' cep' bulup arabayı durdurup  aşşağıdaki yoldan geçen kamyonculara 'ne yapabilirim 'derken ense kökümde trafik polisinin bitmeside işin cabası ...
 Daha bir gün önce Boğaz'da denize girip arabaya döndüğümde arabanın anahtarını bagajın içinde unutup bagajı kapatmış tüm aramalar rağmen bulunamıyan anahtar nedeniyle akşam vakti damadım .. kızımla ve torunumla Emirgan'dan Yeşilköy'e gelmiş ve yedek anahtarı alıp tekrar Emirgan 'a dönmüşken bu İzmit olayı üzerine tuz biber ekti.... ama neyse kendim onlara sormadan  saat 12 ye....  sahildeki balık  yemeğe yetiştim.......hehehehehehh..   beeen... çok komikim..Çocuklarımıda  çok seviyorummmm....