27 Ekim 2008

Yalnızlık Duygusu.....

 Bir mahkeme kararıyla sitelere erişim engellendi . İnanamadım ... Çünkü bir heves yazıyor yazıyordum ... Ve öyle korktumki tüm yazılarım  gitti diye ...... Buruk bir yalnızlık duygusu kapladı içimi .... Ama buldum işte .. yazılarımı  hemde kendi çabamla ......

12 Ekim 2008

Yağmurla Gelen Güzellik Ve Büyükada Çıkartmamız.........

Zaten tabiatın tüm cömertliğiyle  bezediği adaya yağmurla birlikte gittik ..  yağmurla karşılandık... ama Aya Yorgi kilisesine çıktığımızda bizi güneş karşıladı ....İstanbul Baro'su Kültür Sanat Komisyonu olarak tertiplediğimiz geziye az kişi katıldı . Ammaaaa ben çok eğlendim .. Bir kere çok  güldüm ..  Yeni tanıştığım Av . Elvend Kantar .. ve genç meslekdaşım  Özge Akım ..  ile sohbet .. şakalar çok hoştu .. Tabii 202 metre  sonunda yediğimiz köfteler ve ev yapımı kırmızı şarap veeee yağmur sonrası güneşin adalar denizindeki yansımalarını seyretmek ..... yine unutulmazların arasında...... .. Nahit Oralbi... tüm şakalarıma rağmen hala benden vazgeçmiyen eski eser niteliğindeki !!!!!!arkadaşım . Daha doğrusu Barış Ağabey'imin tercüman rehber arkadaş  tabii benimde meslekdaşım .... Yine  güzelim İstanbul yıllarından 1960 lardan  yıllardan kalma bir arkadaşlık ... Ve kayalıklara 'kartal'tadında tünediği için gezi sırasında lakabı 'Kartal Rehber' oldu heheheheh . Bu gezimizde   'restorantının reklamını yapan' kişiyi Komisyon Başkanımız Ömer Yasa'nın  engellemesi   üzerine  şahsın'bir dakika baba'  demesiyle başkanımızın gezi lakabını 'Baba Başkan 'olarak değiştirdim . heheh pekte hoşuma gitti .... Kendileride güldüler ..... Dönüşte adanın güzelliğine  ve sohbetin  koyuluğuna  dalarak..deniz otobüsünü kaçırmaya ramak  kala  bizim  yarı yaşımızdan küçük  Özge'nin peşinde.. ada sahilinde  koşan ben ve benden enaz   on yaş!!!!!! büyük genç ihtiyarlar''''''  Sayın Nahit  Oralbi, Elvend  Kantar ,Ömer  Yasa........ hahahahahahahahahah dedim ya çok eğlendik
 diye ........Şakalarımı mazur görücek  ve anlıyacak değerli arkadaşlarıma paylaştığımız gezi için teşekkür ediyorum ... 
Büyükada Gezimizin fotograflarını görmek için aşağıdaki linki tıklamanız yeterli.

02 Ekim 2008

Orhan Pamuk ... Beni 1960 Yıllarının İstanbul'una Götürdü .. Nişantaş'ı ve Şişli'deki Piyano Hocalarım .. Ferdi Von Statzer, Demirhan Altuğ, Rana Erksan .....

 Altı yaşındaydım  babam 1956 yılında Fatih'teki evimize piyano aldı . Bir ermeni vatandaştan .. Schiller marka Alman piyanosu ve üzerinde ..  Konstantinople(pera)  yazılı ..  Cevizağacından yapılma ... oymalarının güzelliği ... rüya gibi gelmişti  bana.. onu her  taşındığım yere götürdüm salonumun daima baş köşesinde oldu ve iki kızımada ilk piyano derslerini o piyanoda verdim ..... Piyano hocalarımın bir çoğu ermeniydi ... Anahit Hanesyan ..  Ferdi  Von Statzer .. Demirhan Altuğ ,Rana  Erksan .... Sonra Hülya Saydam .. ve beni en çok anlıyarak uzun yıllar  yetiştiren  KristinErgenberg adlı hocam .. ... Sosyete  Nişantaşı, Şişli .. ve orta halli Fatih... Osmanlı 'nın kültür semti  ... medreselerin beşiği  ... Ve Piyano dersleri... ama  ilk notaları babam öğretmişti... . O zaman konservatuvar Beşiktaş'ta Barboros İlkokulunda idi .. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum .. Ama orda solfej hocam Ferdi  Von  Statzer.... piyano hocam Anahit Hanesyan idi .....  Piyano dersi sosyal bir ayrıcalıktı . ve o insanları şimdiki değişimde özlüyor ve herşeye rağmen nitelikli buluyorum .... Fatih- Beşiktaş  ... otobüsüne  o tarihlerde sekiz yaşında  kendim biner  konservatuvara giderdim . Sonra okul ile uyum sağlıyamadım ve babam  on yıl süren  özel dersler aldırdı . Evet  babamın' küçük bütçesiyle' ben Şişli'deki hocalarıma  piyano  dersine  giderdim ..  Bir keresinde derse  'pazen' elbise ile gittiğim için Demirhan Altuğ hoca beni azarlamıştı . Annemin telefonla onu sonradan kınadığını hatırlıyorum ..... Ve  yıllar sonra 'dünya güzeline '  Modacı Cemil İpekçi tarafından giydirilen elbise' pazen' idi .....Dersler onbeş dakika sürerdi ve annelerle hocalar konuşmaya dalardı .. Beni babam götürür sonra alırdı . Ama hiçbiri benim ruh dünyamla ilgilenmedi.... takiii Kristin hocama kadar .. O evimize gelirdi iki saat benle konuşurak ders verir piyano ile eğlenmemi  ve sevmemi sağlardı... Şişli ve Nişantaşı ara sokakları parke taşları..... film gibi aklımda .. Piyano dersine gelen talebelerin annelerinin zerafetleri yapmacıksız ama düzgün  İstanbul Türkçe'si ile konuşmalarını ve  müziğe  saygılarını unutamam .... Benim çocukluğumun bir parçası  annem ve babam sayesinde  o zamanki  İstanbul ve Anadolu'nun en güzel değerleriyle  geçti .  O güzellikleri geliştirerek koruyamadık ....Ama  bu sentez benim ve çocuklarımın  kültürünün oluşmasında  daima önemli bir yer tuttu ...

01 Ekim 2008

Annem Oğullarını Yanına Almış .. Kabrinde Yatıyor ..... Edirnekapı Şehitliği....

 ... Sevgileri şefkat içermedi .. ama tutku derecesinde ve zaman  zaman marazide olsa tek sevgileri idim ben ağabeylerimin ve annemin ..Onları hiç bırakmıyorum ... Bu üç acılı insanın arzularını kendi çocuklarımla gerçekleştiriyorum ..  Yapamadıklarını yapıyorum ....Onların sevgilerinin bizi koruyacağını düşünüyorum . Annemin sen güçlüsün kızım dediğini unutamıyorum ...  .... Huzur içinde yatsınlar ....  Mücadele ederek ...maalesef babamın doksan yaşında yaptığı evlilikten ... canımızı ve  dava neticesinde kutardığım hakkımız olan daireleri ve  annemin evini ..... onlarında sevineceğini düşünerek....... annemin çok sevdiği Yeşilköy'deki  şimdi benim oturduğum evinin  bahçesinden kopardığım çiçekleri götürürüm zaman zaman...Genç yaşta kaybettiği büyük oğlu  Savaş.. ölümünden sonra kaybettiği küçük oğlu Barış'ın arasında yatıyor .. Gerçek bir İstanbul kültürüne sahip babam....  köklerinin geldiği Varna' yı özlemenin  ve genç kadın düşükünlüğünün  ve annemin ve ağabeylerimin ahlarının bedelini.... oralı  yanlış genç bir hizmetli kadınla annemin ölümünden onbeş gün sonra evlenerek  yaptı .... Babamı  kurtaramadım ... malvarlığı vardı  ve  kadın evimizi yapan mütahitle   bir hareket ediyordu ...........şimdiki yalnızlığı..  kendi  tabiriyle döllerinden uzakta ... işte bunların bedeli .....  Neler görücekti .. torununun  çocuğunu .. çok sevdiği  ve bana ilk notlarını öğrettiği ...piyano ile başarılı olan küçük torununun konserlerini.... daha neler neler ......