30 Aralık 2006

Avukatlar köle kullanmadılar, fakat efendileri de olmadı deyişini, kişiliğime de uygun olması nedeniyle kamu avukatlığımda da uyguladım.

8 Nisan 1980'de Balıkesir  Vakıflar Bölge Müdürlüğüne  avukat olarak atandım. Tarih yazıyorum çünkü, 12 eylül'e kadar olan kısa dönemi Vakıflar'da ve Balıkesir'de yaşadım. O dört ay dergahta mıyım? yoksa bir kamu kurumunda mıyım? diye düşündüğüm oluyordu. Zamanın Balıkesir Bölge Müdürü böyle bir insandı ve ben koridorda avukat olduğumu haykırarak anlatıyor ve bildiğim doğrultuda davaları takıp ediyor ve yazılı mütala ve gerekçelerle haddını bildiriyordum. Ve  12 eylül geldi, sonrası başka alem.... Tayinimde bir o kadar kritik olmuştu. Süha CHP ilçe başkanıydı, ilk tayinim onun sayesinde bir sene önce olmuştu ama bir şekilde bana tebellüğ ettirmediler, bir sene sonra Eğinlioğlu ailesinin  Ankara'dan  desteği ile tayinim çıktı. Ve diğer devlet kurumlarına karşı daha katı kuralları olan ve o ölçüdede bence çok bağımsız davaları olan bu kurumda zor ama , o olçüde keyifli avukatlık dönemine başladım. Keyifli, çünkü çoğunlukla zeytinlik vasfında  gayrımenkul davaları ve yeni kurulu   vakıflara ait  mütevelli heyetine karşı açılan davalardı vs.... Güzel olan bu  gayrımenkullerin çoğuda Ege ve Marmara kıyılarında, Ayvalık, Edremit, Akçay vs... Bandırma, Avşa adası.....vs... İdari davalar Bursa vs  Mürafaalar Ankara.... ve tabii bu davaların keşifleride araziler üzerinde yapılıyordu ve ben her mevsim hukukla birlikte tabiatın güzelliklerini yaşıyor hem kendime hemde piyanoma bu gördüklerimi aktarıyordum. Balıkesirin iç tarafındakı ilçelerde Bigadiç, Kepsut ..vs davalar azdı. Yeni kurulu Vakıfların çoğu Edremit yöresindeydi gerek vakıf mensupları gerek vakıfları temsil eden meslektaşlarım son derece değerli kültürlü zengin insanlardı ve yörelerine faydalı olyorlardı ve ben böyle insanlarla ve tabiatın güzellikleriyle avukatlığımı yapıyordum. Çalışkanlığım ve akılı iyiniyetim ve doğruluğum beni koruyordu. Çünkü duruşmalarda karşıt görüşte oluyor; hatta tartışıyor sonrada arkadaş oluyorduk ,meslekdaşlarımızla veya hakimlerle ... Mesleğimin bir sevdiğim tarafı da bu zaten...
Zorluklar ilk etapta mesaiye uymak, kıyafet, bakan ve genel müdürlük ve bölge müdürlük nezdinde dava açma emri gibi konulardı..
Zamanı programlamak zaten benim prensıplerım arasındaydı . Ancak diğer memurlar gibi imza atmadım. Biz masa başı memuru değildik. Duruşmalar, icra takipleri, dosya tetkikleri keşifler nedeniyle çalışma programımız biz avukatlara aittir. Çalışmalarımızın çoğu adliyelerde geçiyordu ve bu konular içinde kıyasıya mücadele verdim. İzmir idare mahkemesinin 984/84 E 984 /874 K sayılı, 'avukatlar mesaiye tabii değildir' kararını temin edip genel müdürlüğe gerekçeli olarak bildirdim ve hakkımdaki bu konularda verilmiş kınama cezalarını kaldırttım ve tüm kamu kurumlarına da bildirdim. Ama kimse benim gibi devam ettirmedi. Bu küçük illerede genelde tek avukat bulunur  aynı zamanda kurumun hukuk danışmanıdır. Gerektiği zaman yüksek meblağlı çok riskli  olan ihale komisyonlarına  katılır ve görüş bildirir. Ben bu sorumluluklardaki prensibim, gördüğüm yanlışlıkları yazmak yerine kendi hukuki mütalaamı cesurca yazar ve karşının yanlışlığı kendiliğinden ortaya çıkardı.. Ve iddia ettiğim konuyu ispatlardım. Çünkü eleştiri kolaydır  ve zaman kaybıdır. İnsanın kendini sorgulaması ve sorumluluklarını bilmesi hem kişisel hemde mesleki anlamda geliştirir güçlü  ve dürüst kılar. Bulunduğum kuruma avukat olarak, zaman zamanda kişisel olarak yön verdim. Beni zamanında destekliyen Balıkesir Baro Başkanı Av. Turgut İnan'la   Balıkesir Valisi Kemal Esensoy'a Vakıflar Genel Müdürü Şener Macun'a teşekkür ediyorum. Halen kamu avukatları, bu mücadeleyi veriyor ama kişisel cesaretlerinin fazla olamadığı kanaatındeyim..
Kıyafet konusuna gelince, pantolon ve kot giyiyordum , gerektikçe . Çünkü keşif mahalline  uzun otobüs  yolculuğu ile bazen tekne ile  hatta bazen at arabasıyla gidiyorduk o tarihlerde .Ve bunlarıda yazılı  olarak bildirip giyim tarzıma aynen davam ettim.
 Dava açılması taleplerinide, hukuken uygun değilse sonuna kadar dırenıyor, araştırarak ve cesur hukuki gerekçelerle itirazımı bakanlık düzeyine kadar sunuyordum. Balıkesir avukatı olarak kurallarımı koymuştum. Bu tavrım, 1990 yılında Istanbul'a isteyerek tayin olma durumunda da ve eşimin ölümünden sorada çok zorlu bir mücadele olmasına rağmen sürdürdüm . Çünkü ben dürüstçe kurallarımı koymuştum ve iyi bir hukuk geçmişim vardı .Tayinlere cezalara göğüs germek  herkezin yapıcağı şey değildir . Bir o kadarda ailemi  eşimi çocuklarımı yordum . Ama bana inandılar .Siz böyle saf ısteklerin savaşçısı olursanız sizi kıskananlar kadar destekliyenleride bulursunuz . İnanıyorum ve insanlarımda yanılmadım ..
 Balıkesir genelde kışın havası sisli ve kirli olurdu . Ve haftanın en az ıkı günü duruşma veya kesif olurdu . Çok karlı olduğu zaman bile dairenın arabasını  görevli çıkarttırıp körfeze  giderdim . Açıkçası çalışkanlıktan değil , çünkü  45 dakika içinde Havran tepesinden Edremit Körfezi gözükür , deniz parlak bir güneş ve ılık Ege havası beni karşılardı .
Dosyalarım yanımda olur ve herbirini ara kararı yerine getirilmiş ve incelenmiş olurdu . Ve oldukça şık modern ve kendime has giyinirdim .Sivri topuklu ayakkabılar giymeyi sever ve  ince topuklu ile yürümesini bilirdim ve yürüyüşüm topuk sesim adliye koridorlarında bilinirdi .
 İlçelerın duruşma salonları ve baro odaları soba ile ısıtılırdı . Gittiğiniz zaman herkez hoş geldin der ve çay ısmarlarlardı . Ve güzel bir sohbet başlardı .  Çok soğuk bir hava bile olsa duruşmalara, hava muhalefeti nedeniyle talik çektiğim olmamIştır . En zor arazi keşiflerinede giderdim . O mandalina bahçeleri ,kışın , ne hoş olurdu ağacından meyva yemesi , hakimler zamanla banim davranışlarıma alışırdı  çünkü o ince   çizgiyi saygı sınırını ayarlardım yani kuralların içinde benim kurallarımı öğretirdim adeta ,dedım ya ben hukuk ve yaşamın sanatını aynı anda yaşıyordum .
Altınoluk'ta Rumlara ait arazi davaları .. Kazdağlarının güney yamaçlarında tarıhı ve metruk evlerle dolu bir mekan .Köylerin kahvelerinde, yaşlı çevreyi bilen bilirkişileri temin etmek  veya dinlenmek için otururduk . Ege köylülerinin saygısı inanılmaz içtenlikle olurdu Katıksız ayranları ekmekleri yufkaları dürümleri ,gözlemeleri .... Insanların  gezi turlarıyla yaşamak istediklerini ben mesleğım sayesinde taaa içinden yaşıyordum. Kazdağlarının görkemli güzelliklerini ,kültürlerini , düğünlerinide zaman  zaman beni ve Sühayı davet etmeleri ile yaşadım .Çünkü ,Süha hem kendi hem ailesi hemde poliıtıka nedenıyle tanınıyor ve çok seviliyordu .Ayrıca uzun süre Baro yönetiminde çalıştı ve Balıkesir Beden Terbiyesi Bolge müdürlüğünün sözleşmelı avukatlığını yapıp  voleybol ajanlığı nedenıyle bırcok voleybol turnuvalarının tertıbıne imza attı. Süha sebest avukatlık insanı değildi ve bu konularda çok sevildi ve sayıldı. Dedim ya Süha ve Eğinlioğlu ailesi benim doğal limanımdı. Çocuklarımla ılgimi ve sevgimi de görünce Balıkesir yöresi halkı ve bürokratları beni benimsedi . Çok güzeldi ailemle yaşantım ama bana yetmiyordu. Yeni arayışlar hep , ve pıyano  konserlerını başlattım bu yoğunlukla . Çamlıbel köyündeki bir keşiften sonra oranın  meşhur zeytinyağından yapılmış bakla keskek ve ısırgan otundan hazırlanmış sebze yemeklerı yani yerel sofralarında   bulunduk. Taş evlerde içilen çaylardan sonra ya dairenin  bana tahsis edilen arabasıyla yada otobusle Balıkesır'e dönüş veyahut yaz ve haftasonu ıse  çocuklarım ve Suha ile beraber yazlığımızda olmak için Altınoluk'a giderdim.   Küçükkuyu'da kurulan zeytinyağı müzesini de yine bir keşiften sonra gezmiştim.
Güre kaplıcalarının işletmesi Balıkesir Vakıflar Bölgesine aıttı  ayrıca .Güre çay bahçesi çok güzeldi , Ayvalık  İşletme Müdürlüğümüz vardı .Ayvalık kesiflerimiz  Cunda adası, meşhur Şeytan Sofrası Pelitköy yanı o yöreler , eski kiliseleri gezmek Ayvalık kitapçısına uğramak, Cunda adasında yemek yemek duruşma sonrası keyfimdi.
Bandırma ,Erdek Marmara Ada'sı Avşa Adas'ı Gönen ... Adalara fırtınalı zamanlarda dahi gemiye binip gittim.Hatta bir keresinde, gece Marmara Ada'sında kalıp yine hakim heyeti ile tekneye binip Avşa Ada'sına  arazi keşfine gitmiş, yine fırtına çıkınca hakım heyetini muhtar mısafır etmiş, bende Avşa  eşrafından bır evde  mısafır edilmiştim . Hava bıraz duzelınce sabaha karşı yola çıkmıştık, nasıl olsa Yasemın hanım cesurdur dıye hakımlerde ben gelınce gidilemıyecek hava olsa bıle yola çıkıyorlardı ....Marmara adasındaki yediğim balıkları unutamıyorum. Fırtınalı bir deniz ve sahildeki bir küçük balık lokantası. Ve sadece erkeklerin bulunduğu bu ortamlarda kışın gerek köy kahvesi gerek köy balıkçı  lokantası okadar rahat olurdumki!. Bir insanın kendinden korkusu yoksa ve ne zaman nerde olucağını bilirse sorun olmuyor ..Ama meslek tabiiii önemli .....
 
 Yine o söz ,savaşçının amacında saflık varsa oluyor işte  herşey ...Ama kader başka .... Neyse .. .Bu sahil ilçelerinin asıl sahiplerini ve ıssız güzelliğini görmek için kışın gideceksin İşte mesleğim ve vakıflar avukatlığı buna sebep oldu. Ne içten misafirlikler yaşadım hayatlar dinledim.. Ruhum çıplaktı açıkçası  ve konuştuğum insanda kendiliğinden açılırdı .....
İyiki Vakıflar Avukatlığı yaptım ve vakıflardan emekli oldum . Çok şey öğrendim ve mesleğimi istediğim gibi yapabildim. Çok kıymetli zorlu vakıf davalarına da başarılı imzalar attım. Ama avukatlıktan emekli olmadım. Şahsi davalarım nedeniyle hala hukukı sorumluluklarım devam ediyor .. Hukuk bir yaşam sanatıdır ...

26 Aralık 2006

Benim yorumumla avukatlık ve mesleğimin ilk yılları Balıkesir , ve sonrasında Ege ve Marmara kıyıları

 Meslekte  30 yıl plaketini Istanbul Baro Başkanı Kazım Kolcuoğlu'nun elinden 2004 yılında aldım .Ve güzel bir piyano resitali ile de meslektaşlarımla bu heyecanımı paylaştım .
Ancak bu 30 yılın 17 yılını Balıkesir Barosuna bağlı  avukat olarak yaşadım :Avukatlık stajımı Istanbul'da yaptım ama yemin töreni ile ruhsatımı,  evlenerek gittiğim Balıkesir'de aldım . Zaten Istanbul'umdan ruhen hiç kopamadım . Ama sevgi için , aile için gittim  ,o şehre .Çok güzel çocuklarım oldu .  Geliştim, bu küçük ama bir okadar tabii güzellikleri olan yarı kıyısı Ege'de, yarı kıyısı Marmara'da olan şehir bana avukatlığımı başka şekilde yaşattı ve yorumlattırdı .
İlk 7 yıl ,birbirimizi öğrenmek ve kendimizi öğrenmek için sevgimizin gücüyle  yoğun  yaşadığım eşim Süha ile yazıhane avukatlığını beraber yürüttük .Daha yazıhanemizi yeni açtık iş yok, tabii geçim içinde para yok  . Herşeyi iyi kalpli kayınpederim ve kayınvalidem ayarlıyor ve henüz Süha askere gitmeden  birde  bebeğim oldu . Benim Petek kızım . Esmer bir bebekti . Sıhhatli ve gülücüklerle dolu yuvarlacık yüzü, küçücük çukur çenesi,  kocamaann, parlak  siyah zeytin tanesi gibi gözleri vardı . Ve hala bu güzelliklerini ve kıvırcık saçlarını pek severim benim kızımın .Ve babaannesi Emine  , baba dedesi Halim, ne güzel sevdiler beni ve esmer güzeli kızımı .Ve benim avukatlığımı  yapmama  küçük bir şehrin başka zorluklarına rağmen yardımcı oldular .Zaten ben hem başkalarının ve devletin avukatlığının yanı sıra hayatımıda hep savunmak zorunda kaldım .Yani hayatımında avukatlığını yaptım .Toplumdan farklı düşünüyor  ,  düşüncelerimi söylüyor ve gereğindede icraata geçiyordum .
Meslekten bir anı , boşanma davasında  şahitin isminin yanlış verilmesi nedeniyle boşanma olmadı ve çift ayrılmadı ve bebekleri oldu . Yine sonra ayrıldılar, ama bana  müvekkilem 'iyi ki ozaman boşanmadım bir bebek sahibi oldum ve sen sebep oldun' demişti .Birde Sühanın inanarak çok uğraştığı bir ceza davasında  Yargıtaydan  suçsuz bulunarak bozulup dönen dosya nedeniyle  duruşma günü verilen ve duruşmasına birgün kalan , çok genç tutuklunun, televızyon ızlerken ceza evindeki bir isyanda  şişlenerek  öldüğü  haberini dinledik . Süha birdaha ceza davası almadı ..Çünkü olayları kendide yaşıyordu .Ve çok üzülüyordu . Bir avukatın  kendisini olaylardan korumasını bilmesi lazım .Doktor gibi , yoksa  bu mesleklere tahammül edilemez .
 .Eşle birlikte küçük bir ilde yazıhane avukatlığı fazla verimli  olmuyordu o tarihlerde . .Mesela  bır tanesi, ben kararın temyiz layihasını dava sırasında notlar alarak iki gün içinde yazardım ama Süha son güne kadar beklerdi ve yazıhane sohbetlerı ve  müvekkillerden dava ücretlerini almakta kı sıkıntılar beni  devlet avukatlığına yönlendirdi .Ayrıca aynı büroda sadece eşle avukatlık ,kadın yönünden gelişimine engel veyahut çatışmaya açık oluyor . Ve Anadolu avukatlığı . İyiki yaşamışım . Bir gün şirin bir köylü vekalet ücreti olarak keçi yavrusunu kucaklayıp getirmişti .. Ne güzeldi o günler . Ama ben tabii ara ara sıkılıyordum . Muhatap çoğunlukla köylü vatandaştı .Sonradan yaşamışlığımın değerini anladım . Ege köylüsüyle haşır neşir olmuştum bir dönem .  . Benim ufkuma uymadığını zannediyordum. Ama ben yaşanan herşeyden birşeyler öğrenerek ve o yaşam deneyiminden dersler alarak çıkıyordum .. Ve köylü vatandaşın rahatça gelmesi için dükkan gibi yazıhane tuttuk . Çünkü dördüncü katta  işlerimiz iyi gitmemişti.Sebebi üst kata çıkmak ,Anadolu'da o tarihlerde vatandaşa zor geliyor diye düşünüldü .  Halbuki sebest avukatlık başka özellikler istiyordu ..Süha tanınmış aile çocuğu olması çocukluğundan gelen baskılar nedeniyle rahat değildi ..Ecevit'in ,Turan Güneş'in bulunduğu CHP dönemi.....Süha  politikaya atıldı . Bebeğimiz var para yok pul yok , yazıhane  delegeler ve parti mensuplarıyla doldu  ve sadece konuşmalar iş yok yine ben ve Süha tartışmalar .. O insanlarıda seviyordum  ama başka hayallerim vardı .Istanbul'da huzurlu ailem yoktu ama,1950 yılların Istanbul'unda büyümüş, klasik piyano eğitimi almış ,Fransız okullarında okuyan ağabeylerle büyümüştüm , ve çalışma prensipleri ve hayatın matamatiğini bilen bir insandım .  İfade edemiyordum . Ama bir şekildede arayışlarımı sürdürüyordum, eleştiriyor, kavgasını veriyordum . Kayınpederim, zamanın Balıkesir Baro Başkanı Turgut İnal beni anlıyanlar arasındaydı . Bu hayata ait değildim ama sevgiyide saflığıda seviyordum Çünkü sevgi azlığı benim için aç kalmak gibiydi .Sevgi kaynağım güçlüydü üretiyordum, sevgi benden karşıya yansıyordu,ama alamadığım zaman mineral ekikliği oluyordu adeta bedenimde  ve sevgiyi Süha'da ,ailesinde buluyordum ,çocuklarım ve benim için doğal bir limandı Eğinlioğlu ailesi .. Tabii bu ikilemler evdeki ilk gözbebeğim kızıma yansıyordu .Ve yıllar sonra kızımın bu yalnızlığının  tepkisini ağır biçimde görecektim . Ama  onların sevgimden şüphe etmemeleri , çocuklarımdan onları anlama sabrı gösteremediğim için özür dilemem ve kendimi  sorgulamam sayesinde çocuklarımla iletişimim çok güzel oldu Ve  niyetimin saflığını gördüler ...
.Doğan Cüceloğlu'nun dediği ;Savaşçının gücü niyetinin saflığında yatar, kendi özüne saygılı savaşçı gibi yaşıyabildiğin zaman yaşamın anlamlı coşkulu ve güçlü olur dıyor. IŞTE BEN BÖYLE YAŞADIM ..   İşte  mesleğimin ilk yılları  ..... Balıkesir' e  değil  kabuğuna sığamıyan Yasemin.
 

21 Aralık 2006

Evimdeki köşem

Evimde köşemdeyim. Piyanom bir tarafımda ve trıo çalışmaları için hazırladığım notalar üzerinde . Dün Kerim ve Selim ile provasını yaptığımız parçaları çalışıyorum .İlk prova olmasına rağmen başarılı oldu beraberliğimiz .Hele J.İvanoniçi'nin Tuna Dalgaları eserini bayağı coşkulu yorumladık Mandolin ,gitar ve piyano çok yakıştı birbirine  .... Bir tarafımda Van kedim Pamuk . Ağabeyimin hatırası . Pencerenin kenarında Yeşilköyümün Yeşilliği ile içiçe dışarı seyrediyor ve  o kedi zarifliği ile beyaz tüylerini temizliyor.Ben zaman zaman kızlarımdan gelen yazıları okuyor ve hem onlara hem kendi yazılarımı  yazıyorum .Istanbul Barosunun programlarınıda  takip ediyorum .Ve bisikletim arkadaşım ,arabam kavalyem yerlerinde ,gerektiğinde bana refakat etmek için bekliyorlar . Ve arkadaki düşünce ve yazı odam .Çocuklarımla ve davalarımla ve ozel işlerimle ilgili starejilerini  programladığım odam .Ve diğer odam uyuduğum ve sabah kalktığımda ağrılarımı giyindiğim odam. Ağrılarımız yaşamın diğer yüzü ... Ayrıca , Radikal ve Cumhuriyet gazetelerimde okunmak için beni bekliyor . Ve seslerini duymak istdiklerim için telefonlarım . Benim can büyük kızım herşeyimi düşünüyor . Yenilikleri, bilhassa iletişim ,bana göre hazırlar yada alır . Benim prensesimde yapıyor ama ekber evlat daha başka sorumlu hissediyor..
Fakülte arkadaşlarımızın  birkaçının ölüm haberi geldi . Süha 'nın ölüme gidişi 5 kasım 1994 .. Aklıma geldi tabii .
O gün çocuklarınızın acısınıda yüreğinize alıp yaşayacağınız buruk yalnızlığa doğru yürüyüşe geçmek ve her geçen gün Yasemin olarak çoğalmak,başarmanın onurunu hüznünün ve yorgunluğunu taşımak ....Kalan cesur olmalı ve sırtını sıvazlıyanlara değil kendine gitmeyi bilmeli .......Neyse   çocuklarım geliyor ,biri Fransa'dan biri Amerika 'dan sevdikleri ve benle beraber olucaklar 2007 yılına girerken,teşekkür ederim hayata bana verdikleri için .......İşte evimdeki köşemden bu gün ......

19 Aralık 2006

Yeni Hukuk dergisinde beni anlatan yazı

Detaylı incelemek için lütfen sayfaların üzerine tıklayınız.

17 Aralık 2006

Geçmişin fotoğrafları

Çocukluğumun fotoğrafı. Piyanoya başladığım yıllar.6 yaşındayım ve piyanonun  pedallarına ayağım yetişmiyor.Ve bir bayram günü .Çabalarını şimdi anladığım annem , kırmızı kadifeden bir elbise dikmişti ve büzgülü etek  kısmına  fistodan beyaz çiçekler kondurmuştu . Beni ne çok süslerdi kendi el emeği göz nuru ile ..Ve ben evlenip  Balıkesir'e giderkenki üzüntüsünü , şimdi anlıyorum ,kapris kıskançlık demiştik,oda vardı,ama derinlerdeki yaşamı nasıl acılarla doluydu ..Anemmm.. Babam,o problemli,ama bir  o kadarda  değerli bilgiler veren insan , ilk notaları bana öğreten ve piyanoyu  Istanbul'un1956 yıllarında bana yaşatan insan , benim hukuk fakültesine girmeme sebep olan  insan ,aynı zamanda ailesine acılar yaşatan bir baba,kabına sığmayan bir enerjinin ve kendini anlatamanın verdiği kompleksle yaptığı yanlışlar .....
Ve Istanbul Ünüversitesi   bahçesinde  Süha ile çekilmiş bir foto ... O bahçe ki ,neçok ünüversiteli sevgiliyie güzel anlar yaşatmıştır ...Sevgimizin ikinci yılı 1970 .. yani  gençliğin bireyliğini öğrenmeden toplumu kurtarmaya çalıştığı yıllar ...
Ne güzelki tüm bedeline rağmen ,kendi değerlerimi kendimi keşfederek topluma ve çocuklarıma   daha faydalı oldum .
Üzerimde Paris'ten  canım ağabeyim Barış'ın getirdiği etek ve bluz .. Hoş olanı ağabeyimin tahminle getirdiği her kıyafetin bana olması .. hiç bir ölçümde yanılmazdı bana güzel olduğumu hissettirirdi .Rakipsiz sevildim ne mutlu bana  şimdide çocuklarım bana bu güzellikleri yaşatıyor .... hayata teşekkür ediyorum  bana yaşattıkları için  tüm  üzüntü ve zorluklarına rağmen........

16 Aralık 2006

Neden piyano çalıyorum?

Yazılarımın birinde bahsettiğim  piyano, mandolin ve gitar ,trıo çalışması için Av. Kerim ve Selim Altınok kardeşlerle görüştüm .  Ve piyanomu dinleyince  her insan gibi şaşırdılar .Bu kadar çok şeyin arasında  iyi olacağımı haklı olarak ihtimal veremiyorlar . Ve hemen çalışmaya karar verdiler . Geçmişten günümüze müzik . Dinle Sevgili' den ,La polama 'ya , Papatya 'dan Katibim 'e hatta Türk Marşı'na ve günümüz eserlerinden oluşan ve  avukatların,yorumuyla enstrümantal bir müzik programı önerdim . Ama ne zaman ,nereye ve kime gideceğini bilmek lazım .İşte bu yaşamın matematiği oluyor. Orhan Pamuk 'un kendine sorduğu , neden yazıyorumu ?, ben kendime şöyle soruyorum Neden piyano çalıyorsun? ve neden sadece piyanist olmadın ?Sadece piyanist olmadım çünkü ben sadece kendim olmak istedim ve herşey benim için araçtı .yaşamam için . Piyano çalıyorum sahnede olmak ve alkış almak için , piyanoda  doğaçlamalarımla kendimi anlatıyorum  onun için çalıyorum ,insanlara kızdığım zaman tepki olarak piyano çalıyorum ,evimde pencereleri açarak herkez duysun beni farketsin diye piyano çalıyorum,çalarken herşeyi unuttuğum için çalıyorum ,kendimi farklı hisettiğim için çalıyorum ,çocuklarımdan iyi haber geldiği zaman çalıyorum,piyanonun hele kuyruklu salon piyanosuna hayran olduğum için çalıyorum ,görkemlibir piyanonun tuşlarına dokunup çalabilmenin onurunu yaşamak için çalıyorum ,konser öncesi boş salonda piyano ile yalnızlığımı paylaşmak için çalıyorum , alkışı hayal etmek için çalıyorum,hatırlanmak için çalıyorum,alışkanlık olduğu için çalıyorum,unutulmamak için çalıyorum ,tanınmak için çalıyorum,çocuklarıma isim olsun diye çalıyorum,bazıları benden bunu bekliyor diye çalıyorum, avukatlar farklılığımı görsün diye çalıyorum,bakın ben varım diye çalıyorum ,piyano çalarken  kendimi çok başka hissettiğim için çalıyorum,sahnede sadece beni dinledikleri için çalıyorum, ilgi ve ün kazanmak için çalıyorum,hayatın güzelliklerini  sesle ifade etmek için çalıyorum,biran evvel bitirip alkışlayan insanların bana sevgiyle bakmaları için çalıyorum , sahneye çıkmadan önceki ve sonraki heyecanı yaşamak için çalıyorum ,konserden sonra tebrik edilmek için çalıyorum ,alkışlarken gözlerdeki çıkarsız duyguları görmek için çalıyorum,çocuklarımın bana dediği gibi bir türlü tatmin olamadığım için çalıyorum ,beni anlamıyanlara kendimi ispat için çalıyorum , beni anlamıyan ve yanlış değerlendiren babama kendimi
 ispatlamak için çalıyorum,Ve Orhan Pamuk'un dediği gibi mutlu olamadığım için çalıyorum ,mutlu olmak için çalıyorum.Bana bu yazıyı yazmaya sebep olduğu için değerli yazar , çocuk adam Orhan Pamuk'a teşekkür ediyorum.

06 Aralık 2006

Eşim Süha Eğinlioğlu anısına küçük kızımla verdiğimiz konserin afişi

Detaylı incelemek için lütfen afişin üzerine tıklayınız.

Cumhuriyet Dergi'de beni ve ailemi anlatan bir yazı

Detaylı incelemek için lütfen sayfaların üzerine tıklayınız.

26 Kasım 2006

Beni anlamak

Bazi insanlar elestirirken, kendilerine ayni konuda sual sormazlar .Ne aci degil mi?
Ben onlari su üstündeki mantarlara benzetiyorum .Hiç batmazlar içleri bos çünkü! Neyse ....
Beni sevmek için ,anlamak lazim ./Anlamak için de ,zeki ve içten olmak gerekir ./Söyleki,
Yasami hissetmis,/Kendi gerçeklerini sorgulamis ,/Ve kendi olmak için ,/
Cesur ve mücadelesini vermesini bilmis ,/ Bir o kadar da kendine gülebilmis olmalidir .....
Eveeeeet ....
Gerçek askim ,esim ve çocuklarimin babasi Süha 'nin 1994 tarihinde ölümünden sonra, 1995 yili mayis ayinda kizim Ipek ile Süha Eginlioglu anisina verdigimiz, piyano resitali nedeniyle Cumhuriyet gazetesi yazari ,Sayin Berat Günçikan'in yazisini ve resital tanitimini , çok sonralari, 2006 yilinda Yeni Hukuk Dergisi tarafindan benimle yapilan bir röportaji ve bazi fotograflari siteme gönderiyorum .Dahasi var tabii .....ve öylesine yogun yasanmis yasam ve duygular ki , bu zenginligimi beni sevenlerle veya anlamaya çalisanlarla paylasmayi istiyorum ,çünkü benimle birlikte okuyanlarda zenginlesicek ve kendinden birseyler bulacak, ve gençler ögrenecek ..Sanat benim için , bir sekilde kendini ifade edebilmektir .
Bana bu siteyi hazirlamamda yardimci olan Kizim Petek 'e tesekkür ederim .

21 Kasım 2006

İstanbul Barosu Kültür Sanat Komisyonu

Komisyonumuzun yeni dönem çalışmaları başladı. Ve toplantılarımız Tünel'deki Baro binasında olduğu için hem faaliyetlere katılıyor ve hem de İstiklal  caddesinin keyfini yaşıyorum . Şirin bir kafede oturuyor bazen de meslekdaşım arkadaşlarıma uğruyorum .Bazen direk Taksim'e  minibüs ile bazen de Eminönü  Karaköy Tunel yolunu tercih ederek otobüsle gidiyorum  .Ve zaman zaman Karaköy, köprü altından yürüyerek ve balık ekmek yiyerek balık tutanları seyrediyorum .Hele birde güneşin batışına denk gelirse İstanbul tüm haşmetiyle kendini bana gösteriyor .Hasılı her  komisyon toplantısını , İstanbul'u yeniden yaşamaya dönüştürüyorum .
Bu sene  geniş sosyal ve sanatsal faaliyetlerimiz yanısıra ,ben ,ikiz ve amâ avukat arkadaşlarım Kerim ve Selim 'le gitar  , mandolin ve piyano  ile trio bir konser hazırlamayı düşünüyorum . Kendileri ile de görüştüm . Ancak hazırlanabilirsek . Çünkü  New York'tan kızım İpek ile arkadaşı Mike yılbaşında gelecek  sonra ben Petek kızımın yanına Fransa  Grenoble'a gidecegim . Tabii şartlar uygun olursa ...

19 Kasım 2006

Bir pazar sabahı Yeşilköy

Yeşilköy sahili kalabalık değildi ve bisikletimle Florya'ya kadar gittim New York'tan sonrada  güzeldi benim Yeşilköy'üm.
Bir çaba ile sahil bakımını  yapıyor belediye . Ama denizin rengi benim Türkiye'mde gerçekten güzel . Bir güzel çayımı içtim ve gazetelerimi okudum sahildeki  çay bahçesinde ve  Cumhuriyet gazteesinde okuduğum bir şiiri aynen yazıyorum . Bu şiiri Haşim Kanar kızı Ekin için yazmış .
 
Ben iki kızım  Petek ,İpek için    küçük bir değişiklikle  siteme gönderiyorum .Çünkü bu sabah onlardan gelen herşeyin sabah ışığım olduğunu düşünüyordum ..........Temennim mutlulukları haber olsun  ve günümü aydınlatsın ...
 
Ben bugün kızımı gördüm ./Kutup yıldızımı,/Yaşam hızımı,/Yürek sızımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm/Yavru ceylan bakışlı,/Kıvırcık ipek saçlı,/Hem beyaz , hem kara kuzumu gördüm .
Ben bugün kızımı gördüm./Kızımda iki gözümü,/Gülen yüzümü ,/Ateşli sözümü gördüm .
Ben bugün kızımı gördüm./Fırtınalı açık deniz yolculuğunda,/Güneş koruyuculuğunda,/Şimşir tekne ucunda özümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Geride kalan çetin günler,/Gide gelmiye günler,/ Anne diye ünler yürek közümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm ./Bir düş gibi ,/ Dokuz ay  karanlıkta yürümüş gibi .
 
Şair bu şiiri Mamak cezaevinden özlemle kızına yazmış . Hayatın zorluklarını mahpusluk kabul edersek   ,bende , bu şiiri, duygularıma tercüman olduğu için, daimi özlemim  ve sevgim nedeniyle  iki kızıma  ithaf ediyorum .

16 Kasım 2006

Cemaat Vakıfları

Vakıflar avukatlığı yapıp  mevzuatı bilmek ve bu kurumdan emekli olmaktan çok memnunum .Bu arada bir meslektaşımla devam ettiğim ecrimisil davasını lehimize neticelendirdim .
AB uyum sürecinin önemli adımlarından biri olan Vakıflar yasası, TBMM'de kabul edildi.Cemaat vakıflarına mal iadesi için 1936 beyannamelerinde kayıtlı olma ve Vakıflar Meclisi'nden onay alma şartı getirildi.
Cemaat vakfı tanımına 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma ibaresi eklenirken , Türkiye'de yerleşik olmıyan kişilerin cemaat vakıflarının yönetimine girmemesi  hükme bağlandı.
*1936 beyannemelerinde kayıtlı olup,halen tasarruflarında bulunan'namı müstear' veya 'namı mevhumlar' adına kayıtlı taşınmazlarla 1936 beyannamesinden sonra satın alınmış , vasiyet  edildiği, bağışlandığı halde mal edinememe gerekçesiyle Hazine veya Vakıflar Genel Müdürlüğü adına tescil edilmiş olan taşınmazlar cemaat vakıfları adına tescil edilebilecek.Ancak bunun için 18 ay içinde başvuru yapma ve Vakıflar Meclisinin olumlu kararı da aranıcak .
*Yabancılar ,Türkiye'de hukuki ve fiili mütekabiliyet esasına göre , yeni vakıf kurabilecek. Bu vakıfların yöneticilerinin çoğunluğunun, Türkiye'de yerleşik bulunması gerekecek.
*Kurucularının çoğunluğu yabancı olan vakıfların mal edinmesi,Tapu Kanunu'ndaki sınırlamalara göre yapılacak.Bu çerçevedevakıflar ikibuçuk hektara kadar mal edinebilecek.
*Vakıf yöneticilerinin görevden alınma ve uzaklaştırılmaları mahkeme kararı ile yapılabilecek
.*Yabancılar Türkiye'de kurulan vakıfların yönetim organlarındada görev alabilecek .
*Vakıfların izin almadan mal edinip, malları üzerinde her türlü tasarrufta bulunabilecek, işletme ve şirket kurabilecek,kurulmuş şirketlere ortak olabilecek .
*Vakıfların HAYRAT TAŞINMAZLARI HACZEDİLEMİYECEK VE REHNEDİLEMİYECEK . Cemaat vakıflarına ait taşınmazlar, kısmen veya tamamen hayrat olarak kullanılmayan taşınmazlar, talep durumunda Vakıflar Meclisi kararıyla aynı cemaate  ait başka vakfa tahsis edilebilecek .
*Tapu kayıtları üzerinde vakıf şerhi bulunan taşınmazları tasarruf edenlerin mirasçısız ölümleri, kaybolmaları veya terk ve mübadil gibi durumlara düşmeleri durumunda ,bu taşınmazların mülkiyetleri şerhte belirtilen vakfı adına tescil edilecek.
*Vakıflar 'vakıf senedinde yer almak' kaydıyla, uluslararası faaliyet ve işbirliğinde bulunabilecek; yurt dışında şube ve temsilcilik açabilecek ve yurt duşında kurulan kuruluşlara üye olabilecek .
* Vakıfların ,yurt içi ve yurtdışındaki kişi ve kuruluşlardan ayni ve nakdi bağış ve yardım alıp yardımda bulunabilecek.
*Vakıf yoluyla meydana gelip de herne surette olursa olsun Hazine ,belediye ,özel idarelerin veya köy tüzelkişiliğinin mülküyetine geçmiş eski eserler mazbut vakfına devredilecek .
 
 

PİYANO İLE DOĞAÇLAMA BİR SUNUM

Hazır başlamışken, İstanbul Barosu'nun 126. Kuruluş Yıldönümü Etkinlikleri çerçevesinde 4 Nisan Pazar günü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Oditoryumu'nda vermiş olduğum doğaçlama konserimi de unutmadan ekleyeyim.



İstanbul Barosunun 126. kuruluş yıldönümü etkinlikleri 4 Nisan Pazar günü Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Oditoryumunda devam etti.

Saat 12.30'da başlayan günün programında piyano resitali vardı. Avukat, Piyanist Yasemin Eğinlioğlu, yaşamının çeşitli temlerini doğaçlama olarak sundu. Avukat, Piyanist Eğinlioğlu, Türk Sanat Müziğinin bazı parçalarından oluşan doğaçlama bir sunum gerçekleştirdi.

Referans:
İstanbul Barosu


Umarım yakında tekrar böyle bir konser verebilir, beni dinlemek isteyen insanlarla buluşabilirim.

İstanbul Barosu Kültür ve Sanat Komisyonu'nun eski bir organizasyonu

Bugün aklıma geldi, gerçekleşmesinde büyük katkıda bulunduğum İstanbul Barosu Kültür ve Sanat Komisyonu ve Avusturya Kültür Ofisi'nin ortak düzenlediği GOLDEN HORN BRASS QUARTETT KONSERİ'nden blogumda bahsetmemişim. Bu konser 16 Ocak Pazartesi günü Yeniköy'de benim için çok özel bir yeri olan Avusturya Kültür Ofisi salonunda verildi. Konser hakkındaki detayları aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz.

GOLDEN HORN BRASS QUARTETT KONSERİ

14 Kasım 2006

Istanbul'um benim

Bu gün  Sırkeci adliyesindeydim ve davalarını takip ettiğim vakıf işhanının restore edilerek 'World Park Hotel ' haline geldiğini gördüm ve içerisini gezdim .Terasından görünen Boğazın girişini, Galata kulesini ve camiilerimizin güzelliğini anlatamam .Ardından Kapalı Çarşıya ve Bedestene gittim meşhur çay ocağından çay içtim . Ve mahkeme keşif günlerimi hatırladım mesleğimi ve Istanbulu  seviyorum.
Ayrıca Yeşilköyde'de ağaçların bazılarında yapraklar kızıla dönüyor ama az ve bakımsız canım Istanbulu'mun.Bızımde var yanii kızıla bakan yaprakları olan ağaçlarımız .....
Arada bir anlatıyorum iştee .............

12 Kasım 2006

New York'tan anılar






Yeni Türkü grubunun New York konserinde kızım İpek arkadaşı Mike ile birlikteyim.






Votkalı şeftalili kokteyl ısmarladım kendime, çok lezzetliydi.







Times Square'deyim.






Central Park'ın yanında 5. Caddeden bir görüntü ve ben.







İpek, katıldığı bir resitalde, piyanoda.







Çok etkileyiciydi kilise orgunu çalmak ve sesini duymak. Türk müziği çaldım. Bir okulun dersanesinde kilise orgu bulunması çok güzel geldi bana.






Okulun bahçesinin güzelliğinde, yaprakların arasında da çok vakit geçirdim. Bisikletle dolaştım, Purchase'deki diğer parkları da çok sevdim.







Halloween'de kızımla birlikte Times Square'deydik. İzdihamda ezileceğimi zannettim. Bir daha gitmem herhalde ama görmek güzeldi.







Ben klasik türk müziği çalarken ben de eşlik edeyim deyip viyolasını çalmaya başlayınca çok mutlu oldum. Mike ile birlikte Zeki Müren çaldık :)






Kızımla Özgürlük Anıtı yakınında Battery Park'tayız. Birlikte çok iyi vakit geçirdik. Park Avenue'da gezdik daha sonra, pizzacıya gittik. Çok pizza yemedim daha önce ama oradaki pizzaları çok beğendim.

11 Kasım 2006

Istanbul'uma ucuş

Gunesın dogusunu ızledım .. Ingıltere 'den Almanya'ya gırerken saat gece 1 gıbı Newyork' gece 1o gıbı  Istanbul'da sabah 6 gıbı ve ucak doguya yol aldıgı ıcın yanı gunese dogru gıttıgımız ıcın gorkemlı bır goruntu olusuyor .
Gunesın kızıllıgı ortada gok yüzünün üstü gece altı gündüz  çok etkileyiciydi...Ve Newyorktaki kızılderıli yazını bırakarak  memleketıme geldim . Bızdeki pastırma yazına karşılık  bır deyiş işte ....

07 Kasım 2006

See you Newyork

Nasilim ama ;;  amerikan ingilizcesinde hoho ... aglamamak icin neler yapiyorum ;; sabah prensesin pesinden yurudum  ;; kerata Newyork.ta havada bir guzelki,,,, yapraklarin gok kusagi renkleri ve temiz hava beni carpti ... bnim Istanbul/uma analatacagim neyapsin garibim benim gibi kendi gucuyle direniyor .... oda cocuklarini cok seviyor cunku ;;;;;Deerin buralilarin deyisiyle canim pekte seviyorum onu ;;; Bazen  kocaman Natali ile Lorel Hardy oluyorlar  ama derin kiskanc .
Yaseminnnn bavuilunu hazirlaaaaNe demis sair  'Haydi Abbas ., vakit geldi ,kur su cilingir sofrasini '
 yine prensesin istedigi yolda gitmesi icin isik tuttum yoluna  bana cok zor olmasina ragmen ...Amerika.yada boyle yapmistim . .Kralicemede boyle yaptim, hepte kararlari kendileri aldilar ... 
 Cocuklarini ozgur biraktigin zaman ve donduklerinde seni bulacaklarini bilirlerse yapabilecekleri herseyi anneleri ve babalari icin  yaparlar ve  sevdiklerinede ogretirler...Ben bunu yasayarak ogrendim . Ne mutlu bana  Prenses hala ne yapalim anne / ne istersin diye soruyor ....
 
Bu amerikalilarinda  oturuslari pek rahat alisacagiz herhalde .....

06 Kasım 2006

Istanbul'uma ve beyaz kedime

Eveeet nerde kalmistim Norvec'te sabah buyuk  kizimin arabasinda uyanma ve  manhattancaddelerini ve metrolarini kucuk kizimla kolkola yasamak..... istee ne guzel ama onlar kendi sevdikleri ile mutlu olucaklardir olsunlarda Onlari kendilerine Tanriya ve sevdiklerine emanet ediyorum.
Geldigimde  uc gun buranin saat dokuzunda uyuordum uc gun boyle oldu cunku gecenin ikisi  idi Turkiye'de..... Buranin  Wesy Chaster  bolgesi  Bill Clinton vs oturuyor zenginlerin oturdugu yer Purchaseye yakin. . veAsyalilarin piyano duskunlugu Fundanin esinin Alman olmasi ve kizimi degerli ve gercekleri gormesi onlari ayrica mutlu etmis, ilginc bir sey daha bir insana is ararken yas ve din sorulmuyor  ve sorarlarsa yasak  hukuki mueyyidesi var  .Vee avukat ve doktorlar zengin sinifinda heeey. OLSUN BIZDE ZOR BIRAZ AMA KEYIFLI MESLEKLER......
 Batterly park ozgurluk heykeli  ve havanin soguk ama gunesli olmasi soona metrolarda prensesimle kosusturmalarimiz...
veeee bugun tarihi eski bir kasabaya gittik Hudson nehri kiyisinda ve purchase ye cok yakin sooona Amerikan usulubiftek ve tatli patates yedik ve sarap ictik ve   Ipek kizim   ve Mike  ile birlikte kivircik kizima ve Memosuna hediye aldik.
Donus hazirliklari basladi..... cok zor olucak ayrilmak ama olsun  iyi olsunlar  Bazen icim rahatliyor, bazen huzunleniyorum. Kultur ve din farkliligi....
 Newyork guzeldi......

05 Kasım 2006

Geliyorumm Istanbul

Canimm kivircigim yolda'  Bon voyyage' tatlim Okuyunca gulersin.
Cumartesi sabahin  sekizi adamlar yaprak temizliyor cim biciyorlar yaani // biz yapsak Turkler anlayissiz olur;
Ipek kizimin istedigi cagdas muzik bestecilerinin eserlerini calmakti  ve cabalarsa olucak   . Ayrica Okullarda  piyano dersi verip eslik ederek iyi bir gelir saglayabilecek ve  ABD de  muzisyenlerin kalmasi ve vize almasi biraz daha kolaymis Tabii iyi muzisyenlerin  Ben yine kizima yolactim bakalim  Bugun ozgurluk heykelini Brooklyn koprulerini gordum  Prenses ve Mike ile gittik ; Sonraaa kizimla kolkola Central park .ParkAvaneu Madison sqare Cornegi hall  TimesSquare  dolastik '
hicbir gezi kizimla kolkola Manhatten i dolasmak veya buyuk kizimla Norvec.te arabasinda uyumak kadar guzel olamaz ;;; Tabii keratalarin kaprislerinede  katlanicaksin ..

04 Kasım 2006

Newyork'tan Istanbul'uma

Ayrilik huznu coktu. Yazma heyecanim kayboldu . Ipek kizima  pilav ve mantar yaptim. Oglen Mike ile birlikte ucumuz yedik ve cok sevimli bir cizgi film seyrettik. Ben yine gokkusagi rengindeki Newyork'un  sonbahar yapraklarindan topladim .Benim Istanbul'uma hediye goturecegim . Garibim Turkiyem de  sallanip duruyor.. Yesilkoy'um ne alemde? Pamuk kedim nasil? Kralice kizim yarin Turkiye'sine Memos'una donuyor .prenses gurbette yasarsa nasil olacak ? Hadeeee Yasemin dusun de dusun. Iste New York City ...
 Iletisim cok zor. Kulturler politikalar farkli. Gecen gun Mike San Diego 'ya giderken arkasindan yola su dokuyum dedim bir bardakla hani bizde adettir su gibi gitsin donsun diyeMike basini uzatti cok sevimliydi. iste hersey cok farkli olacak ..Aksam tv seyrettik tabii ABD deki eyalet secimleri efendim  skecler vs vs...  Bilemiyooruum ama yasam bu guclukleri ile guzel, degil mi ?..
Wallstreet  Manhattan; noter arkadasimin kizina gittik prensesle. Mimar Sinan'dan mezun, iyi bir orkestrada   keman caliyor, isini ve ev duzenini kurmus Newyork'ta . Ve iyi bir avukati var. Newyork'taki muzisyenlerin vize ve yesilkart islemlerini yurutuyor. Ve de cok tatli durust bir insan. Benim prensese  ve Mike'a is yonundende yol gostericek. Ayrica  Wallstreet   Newyork'un para piyasasinin kalbi  dolasmak cok hosuma gittiç. Yine kizimin ABD'de kalmasina destek oluyorum. Tanrim her iki kizima ve sevdiklerine  istediklerine ulasmalarina yardim et.

03 Kasım 2006

Newyorktan eve donus.....

Dinlenmeden guzel ve yogun gecen gunler ve prensesten ayrilik vakti  ve kraliceye donus ;;;;;Ve ozlemenin biri biter biri baslar ;
Bugun enguzeli ,kizimin ' piyano calisma 'odasinda Mike' a piyano caldim ' beklemedigi sekilde iyi buldu ve caldigim turk muzigi parcaya viyolasi ile ile  eslik  etti ve oyle guzel olduki anlatamiyorum ipek prenses mutlu oldu benim gozum yasardi  cok etkilendim . Muzik ortak bir diliste   ve viyola sesi  turk sanat muzigine cok yakin ,sonra arkadaslari Frederic 'piyano master ogrencisi 'dinledi ve vaaavvv dedi mutlu oldum
Veeeesooona Mike beni Atlantik okyanusuna ;;; goturdu tabii goruntu ozelliksizdi Cunku hayallerimizde acik deniz okyanusu var ,  ama yine parklar ve sonbahar rekleri muthisti ... ancak resimle renkler anlatilabilir ....
Hallowey Cadilar bayramini Manhattan  unlu meydanlarin( Fifthy Avenue yaniEmpire State' Hasmetli binalari hergun baska  bir renk') kizimin arakadasleri ile dolasarak gittik ,cok kalabalikti arabalar ustunde birsuru degisik irklar ve giysilerle bilumum homoseksueller arasinda Purchaseye donduk.Trenlerinde uc kisilik yere veya daha genis alana insanlar ayaklarini uzatmis yayilarak oturmussa kipirdamiyorlar ve sende musaade edin oturayimmi diyemiyorsun ve bu konuda son derece kaba ve rahatlar  Amerikalilar, Ama bir daha  tercih etmem cadilar bayramini  neyse ,zaten gormus olmak icin gittim   Purchase  deki  gencleri seyretmek cok hostu ogunlerde ,,,,,l
Kizimin org dersine girdim sonra o muazzam aleti kilise orgunda yine bizim muzikleri caldim pek bi keyifli oluyor Ayaklarlada caliyorsun ve ayakkabisiz Birazdaha dinleyici olsa talebeler, degisik irklarin dinlemesinden cok hoslandim onlarinda ilgisini cekiyor bizim muzigimiz ....
Dun aksam kivircik guzelimle konustuk ve Almanya Hamburg fotograflarini gonderdi .Memosuyla gitti eski ev ine ve arakadaslarina , Ne hos seyler yasatti bana Hamburg'ta. Deniz kiyisindaki bir seminerine goturmustu beni cok hostu ,kosu ve treatlon yaptigi yerler  ve bisikletle benim dolastigim hamburgun parki .....Ve arkadaslari Theo, Hugo ,Makedonlar ve Philips gurubu veee Theo nunkedisi ve kopegi, hele kopek adam boyundaa ... 
Purchase asirlik tek agaclari icin ozel 'agac bakim servisi 'getiriyor hahahahy bizim Emirgandaki Cinarimiz kendikendine bakiyor  ,adamlar zengin ve gecmisleri fazla yok Petek kizimin dedigi gibi Almanlarda agaclari kendi haline birakiyor ,,

31 Ekim 2006

Purchase Whiteplains

Efendiiim'  benim Turk kizlar  Ipek ve Derin dun pek sevimliydiler ve aksama yakin gidiverdik okul otobusuyle  alisverise ;;; Gecenin saat    10 a kadar dolastik degisik kahveler ictik malumunuz dondurma yedim hehehheh.......
Ve yine ilginc talebe genclerle otobuse binip donduk . Benim prensese istediklerini aldim . Yakisti ve pek mutlu oldu . Derinle ayni seyleri begenip durdular,Gulup konustular Tabii sabahlari bir hisimla kalkiyorlar .. tatli seyler .Durust cocuklar neleri yasiyor ve gogusluyorla; helal olsun hersey onlara .........Okulda benim yasimda bile master ogrencisi var ,   muzigi seviyor adam  ;imkanlarda uygun Amerikada ;  neyapalim bizde baska guzellikleri yasiyoruz Birde bir orkestra elemeninin  cildine 'elma cildi ' gibi dedim kendiminde hosuna gitti bu tabir ,, 
 Okulunkos kocaaaamaaan bir agaci var, asirlik . Gorkemli ve tek basina ;;Isimlerimizin bas harflerini kazidim   Ayyy aklima donusum geldi .... pek bi ozliyecegimm prensesimi..... oda oyle, pek bi fena agliyorum
 Abla kizimin dedigi , hayat boyle  ,olsun iyi olsunlar , simdi tatlimin konserine gidiyorum , ne guzel degilmi ;;;   
Agaclarin dokulen yapraklarini topladim getirecegim TURKIYEME ...renk armonisi ;;Renk degistiren yapraklar agaclarindan dokulmuyor . inanilmaz guzel..
Oyunlara golf gibi kabiliyetimiz yok galiba   Petek guzelim soyledi  ;;;; Agabeylerimin de hic bu oyunlari oynadiklarini gormedim . Bence calismayla olur . .gibi Ama iyi yuzuyoryz bisiklete biniyoruz araba kullaniyoruz . Ayyy unuttum Kivircik 'ama ve zaten' yok demisti ;;;;;
Talebelerle alistik 'haaay ;haw are you ?' deyip yola devam ediyorum,
 Yangin tatbikatlari ; Ipek kizimdemisti; ufak bir supheli durumda alarm caliyor ama ne alarm herkez disarda ;itfaiye arabalari kocaman isikli halleriyle kapilarin onunde  ;;;;; ; Ve adamlarin herseyleri yeni ;eski lastikli araba bile goremiyorsun ////
Yine Ostrovsky' nin dersine girdim  sevimli bir hoca ; gercekten Steve Mc quin e benziyor ve kendide farkinda  cok temkinli bir insan ayrica ;;;
Ipek kizimin arkadasiMike  San Diego imtahaninin kazanamamis . bence iyi oldu . cok uzak ve Meksika agirlikli nufusu var ,  bakalim zaman neler gostericek ;;;;;;.Burda kizim kalmak isyer sartlar olusursa benim lisan ogrenmem gerekli ama cok zor  /fakat iletisim icin cok gerekli ......

30 Ekim 2006

haahhha halaaaa Newyorktayim

 VE , yagmurlu bir sabah kizimin homurtulari   ile  metronun labirentlerinden gecerek
 meshuuuuur Central paaarrka gittik heyyyyyy Yeryuzune ciktigimiz zaman   Newyork  yagmurlu ilik yuzunu gosterdi busefer.Yine  prensesin homurtulari ile birlikte islanarak guzel bir galeriye gittik' of course.... benim fotograf cektirme istegim geldi; galerinin apartman boyutundaki cemakanindan park ve Newyork butun hasmetiyle gozukuyordu. Herzamanki gibi emelime  nail oldum bir insan vasitasiyla Ipekle bilikte fotomuz cekildi ,Heeeey Ve Newyork gunesli yuzunu gosterdi ve busefer sevimli homurtularla Central  parki kismen gezdik . Filmlerle yasantimiza okadar girmiski ,  Amerika !Yabancilik cekmiyorum ama icinde olmak ve sonradan duslemek herseyde oldugu gibi bana heyecan verici gelecek .
Gunesli soguk ve yagmurlu sicak kerata Newyork, ruzgari bile benim ulkemde firtina var dedirtecek olcudeguclu
Veeeee istanbulumun filmleri caaaanim ne guzel ve urpertici yerleri var ve ben heryerini adim adim yasamisim Galata kulesi ve ara sokaklari Beyoglu herzaman gectigim ve ozellikleriyle yasadigim yerler Ortakoy  ,yillarca oturdugum nefis egzantrik bir semt   ve Karadenize bogazin acilimi ve denizin rengi .........
Ipek kizim yogunlugu icinde benimutlu etmek istiyor  ablasi gibi biraz sesli memnunediyor ! Onlarla olmak  guzel ama dinlendirici degil;;;;;;Of course! nasilim ingilizcede yaaa Arkadasi Mike San Diego' ya orkestra sinavina gitti bakalim netice ne olacak ; Sevgili buyuk kizimda su anda Fransa Gronoblede' golf oynuyor '
'''''Evvelsi gun orkestra konserinde Mattheu ;  kontrbas calan ; cok sevimli bir amerikali Mike larin arkadasi  konser sirasinda ki hareketleri ve dogalligi cok hosuma gitti ''Burnunu kasimak icin enstrumanina ve muzige uygun hareketlerde bulunmasi anlatilmaz sevimlilikteydi;Joanna ceylana benziyor cok urkek ama bale yakisir birdebaska Nathaly var Yunan mitolojisi nden Afrodit e benzettim cok hos profili vardi ve Suhayida 1970 lerde Isaya benzetirlerdi
Haa birde efendiiim burda Manhatten'da Hudson nehri kiyisinda New Jersey e bakan dairelerden almali nasil havamizzz
 
Gece operaci Nathaly ile donduk Colombiya Unuversitesini gordum ve  ve Brodwey caddesinin bir kismini gectik
Kendime cok guldum Newyorka gelmeden tum saatlerimi ileri almistim halbuki geri alinacakmis hahahahay......... Gunes pek guzel kizimin odasini isitiyor Hah geldi iste//....Ve ucumuz whiteplace alisverise ciktik Ipek kizim Tatli arkadasi Derin , boyle sevimli bir Newyork  yasami olamaz genclerle,  yoruldum ama unuttum bazi seyleri ;Donduk ,giysilerini denediler Birbirlerinin aldiklarina baktilar  zaten ayni anda ayni seyleri begeniyorlardi cok hostular  Ikiarkadas eski gunler gibi film seyrediyorlar  ;simdi;; Cunku etraflarinda  erkek arkadaslari ve baskalari yok ve cok sevimliler ,,,,,,,,,,

28 Ekim 2006

yine New York

Bu sabahta Newyork'ta uyandim .Dunde okulda ki genclerin caz konserine gittik, Caz sarkicisi kiz muthisti performansi ve sesi ritm anlayisi ve orkestra elemanlari ile iletisimi cok guzeldi , Beynim muzikle yikandi ,Purchasede , Kizimin okulunda . Obur haftada onun resital ve derslerine gidecegim
/Mike insanlarla iletisimimde cok anlayisli davraniyor , Hos birsey , Kizimin diger muzisyen arkadaslarida iyi cucuklar . Baska irklarin  cagdas ve muzisyen gencleri ile olmak  beni cok mutlu etti ve dinlendirdi
. Tabii cocuklarimin gelecegi ile ilgili  kendi verecekleri kararlarida aklimdan cikmiyor Bakalim  sartlar neyi gostericek .
. Ayri din ve kultur daima zorluk getirecektir / Ama cesur yasam;lar hep zor degilmi?Bende, cocuklarimda cesur yasamlari tercih ettiler .
Gece sihirli flut operasi ni seyrettik  ; Film olarak . Bilen genclerle muzigi dinlemek ve paylasmak.... iste hostu ;;;;; degisikti 'Newyork icin kizima tesekkur ederim. Iki kizimda degerli genc arakadaslari ile beni daima gelistirdiler  ve yeni ufuklar actilar hayatimda.
Cazz;opera / oda muzigi /orkestra konserleri  ve guzel sonbahar renkleri ve prensesin cabalari ile Newyork guzel sehir benim icin ;
Nasil  Petek kizimla Hamburgu ve almanlarini sevdiysem iste oyle birsey benim gezmelerim  . ozel iste....
Dun aksam caz konserinde Hamburg Pinneberg festivalindeki cazz piyanisti genci hatirladim Okullu olmamasina ragmen cok iyidi  Ve tum acik hava festivallerinde piyano vardi ' Avrupa ulkelerinde  cok hosuma gitmisti ,   Petek kizimla dinlemistik ; Hos bana kizmisti Piyanisti dinlerken  ,.birsey icin;  olsun onlarin kizmalari bile beni sevmelerinden veya sikintili anlarindandir     haahahhhhhhhh Okuyunca kopurecekler . 
Suha ile 80 li yilarda ciktigimiz av rupa seyahatinde Italya beni etkilemisti kultur ' cosku ve muzik anlaminda  ayrica canim agabeyim Barisla Parisi  yasamak ayri bir tatti tabii ve 90 li yillarda cocuklarimla Salzburg muzik akademisii vaaavvvvvv Ne hayat beee
Yarim aksamda kizim sayesinde Turk filmleri festivali kapanis kokteyline davetliyiz Acilistada bulunduk  Ama onemli olan festival yoneticisi hanimla tanistiktan sora Ipek ve benim davet edilmem hosuma gitti ; Istanbul Baro mensubu  Avukat olmak dis ulkelerde bayagi onemli unvan  Petek kizimdanda.biliyorum  Basarili genclere destek cikiyorlar . Birbirimizin sayesinde babalari dayilarida dahil  iyi seyler yaptik '/Biz guzel farkli ve herseye ragmen duzeyli bir Turk ailesiyiz.Ve yurt disinda tanitabiliyoruz ULKEMIZI, NE MUTLU ; lisanimi gelistirmeliyim / Dur bakalim  sartlar ne gostericek
Uzun sac Ipek kizima yakisiyor .Ince belli ve uzun boyunlu    ozelligini ortaya cikariyor ve boyunu uzun gosteriyor .
 Tobby Ipek veDerinin arkadasi .caz piyanisti . Cazz ile igili konustuk . Free muzik dedim / Cok hosuna gitti . gencler ve muzik  ortami ,,, Suha demisti  Ipek icin ;senin gibi olmasin sadece muzik olsun hayatinda konservatuvara
 gitsin demisti ; iyi dusunmus kucuk kizi icin  ;;; Herseye ragmen
Purchase un, senfoni orkesterasi  konseri guzeldi ,  Mike orkestrada gurup baskani, duzeyli bir muzisyen .
Hersey iyide yine cocuklarinin yaninda kalmak rahat olmuyor tabii

27 Ekim 2006

yine New York tan

Bugun yine purchase yakinindaki parka   gittim.Bisikletle. Soguk ama gunesli guzel bir newyork sabahi.Gece vakiflardan avukat arkadasim Serpil aradi. Ohio da yegenleri ile yasiyor .Dun yumurtali ispanak yaptim Ipek kizim ve arkadasi Mike  cok sevdiler ; Bugunde pratik bir  tavuklu patates yapacagim .Turkiyedeki gibi yemek hazirlamak hosuma gitti .Radyodanda internete bagli klasik  ve barok muzik dinliyorum  Petek kizimi ozledim .
 
Agaclar cok buyuk ve yuksek oldugu icin ucaklar adeta  yapraklarina deyerek geciyor / Yesilkoyum gibi . Yalniiiz burda parklarda izgaracilarr yok .  Neyapalim bizim ulkemiz yesili korumasini bilemiyor Havasi cok temiz Newyorkun.Zengin ulke ,Olabildigince rahat yasiyorlar onun icin .
Ipek kizimin odasi ogleden sonra gunes aliyor ve ben bisikletle soguktan donup ;dus alinca ; ayyy pek bi rahat oluyor ;; Aliskanliklarimdan vazgecemiyorumm .Haha .
 .
Birde telefonlarim nedeniyle epey para odedim ; Iletisim  ' illa paylasicagim yasadiklarimi .!
Ilk geldigim gun Ipek kizimin heyecani pek guzeldi ; Yol yorgunluguna ragmen meksika lokantasina gittik ;  Etler cok iyi pismis ve acisizdi ; Tam yorgunum derken meksika muzigi calmazmi ? Cosuverdim  Cok sevimliydi calanlar ve ben Newyorkta  kucuk kizimin ayarladigi bir yemekteydim ve beni mutlu etmek ve kendinin mutlu oldugunu gostermek icin cabaliyordu
Daha sonra okuluna geldik odasini  ve odadaki fotograflari bir heyecan gosterdi, Bizim fotolar ve arkadasinin fotolari  Sonra arkadaslari ile tanistirdi. Zaten hergun okulda sevimli bir arkadasi ile tanisiyoruz .Her irktan talebe var . Ama koreli cok /' Bazilari guzel .
 
 Geldigimin ikinci gunu prenses kizimin arakadaslari ile japon restoranta gittik
 
 
 ; Gercekten bir yemek  showu yaptilar ve etler yine harika idi . Ve ev arkadaslari Mike ; Natali. Frederic; Derin  ve tabii ben vebide bana surpriz / Hosgeldin sarkisi ile pasta getirdiler / Amerikalilar surprizleri seviyor . Biryere gidince layikiyla yasamak istiyorlar .
 
Soooonraaa Yeni Turku grubunun konserine gittik ; Ipek cok guzeldi ogece ve Turk lerle sohbet ettik ,Mike cok tatli ve rahat davraniyor .  Boyle yerlerde sevimli cocuk .
 Mike in viyolasini quartet konserinde dinledim ; Muzik nedeniyle iyi bir iletisimim var Mike   ile.

26 Ekim 2006

Prensesin New york 'u

Purchase Newyork eyalet unuversitesinde master ogrencisi kucuk kizimla simdide baska bir hayati yasiyorum, klasik muzigin ve renklerin senfonisi ile Newyork... Ama istanbul'umu kusturemem.. O baska.

Turk fim festivalinde benim prensesim gonullu calisiyor o nedenle gittik ve orda seyrettigim film, bir ask hikayesi icinde turk yunan iliskilerini irdeliyor . "BIR TUTAM BAHARAT ' filmin ismi. Ayrica istanbulumun ayrintili guzelligini cok guzel gosterdi . Ortakoy cami ve kilisesi ve kiz kulesi ve o yarimada ve topkapi sarayi tum hasmetiyle ve farkliligiyla perdeye yansidi,canimm istanbul.

Kizimin arkadasi MIke benim icin 'BRILLIANT' demis ; ve turkce karsiligi cok parlak; cok isiltili, zeki demek. Cok mutlu oldum beni anlamasina. Ipek kizimla zaman zaman hircin olsada ,tabii hakli ,yogunlugunun icinde benim icin neler hazirlamis ban. Bir kosu icinde geziyoruz Newyork'u. O onde ben pesinde minimini ve sevimli......Iki kizimda cocukluklarini yansitiyorlar .. Buyugum 'Gozlemci ve zarif. Ama kralice kizima ulasamiyorum artik. Kivircik guzel 'anne bizi bukadar hissetme' dedi. Cok hakli. Onlarda beni hissediyorlar .Onun icin uzakta hayat kurmalari en iyisi. Benim ogretmenim kizim o. Ama elimde degil onlarin hissettiklerini yasiyorum Newyork city ; hayal ulkesi ; ama en bulunmazi Ipek kizin arkadaslari gencler ve konservatuvar hocalari piyanolar kemanlar ve sesler... Konserler ; yolda arabada klasik muzik ve yepyeni benim icin eserler. Mesela Ravelin korolu orkestra eserini Carnegie Hall da dinledim kizimla, ne guzel bir mutluluk benim icin . Hic bir luks bu kadar etkileyici olamaz. Ayrica ipek kizin uzun saclari ile kosusturmasi ve onu Newyork gibi metropolitan bir sehirde yer edinme cabasi, ben her ik kizimada saygi duyorum ;ikiside sevdikleri ile birlikte .istediklerine kavusurlar temennim ve yine gelelim Newyork'a.

Hudson nehri ; Empre state building; grand Central Terminal, kopruler meydanlar hersey filmlerdeki gibi enterasan ; ama benim icin kucuk kizimla'; muzikle ve tabiatin renkleri icinde buyuk kizimdan da iyi haberler aldigimda Newyork guzel .Sabah kalkiyorsun Ipegin arkadaslari belki gergin olabiliyorlar ama her odadan baska bir muzik sesi geliyor ve bu sabah natali; opera bolumunde okuyor; gurultulu konusan bayagi kilolu kizdan yumusacik bir tonda hafifce soyledigi bir arya ile saskina dondum nefis bir akici ses. Kendide oylesine iyi ki ;iste Newyork boyle guzel ;Bisiklete biniyorum ; Hamburgta canim Petek kizim bana iyice ogretirdi yollari ve ordada ne cok dolastim ' parklarini yollarini Hamburgun ; bilirler ben ne istiyorum hem yaparlar hemde kizarlar keratalar. ama sikintilarinda donecekleri yerleri olmali. Maddi manevi yapabilmeye gayret ediyorum.Her iki kiziminda umutlu ve guzel beklentileri var Tanrim onlara destek olsun Meslekleri geregi maddi sartlari ikisinin farkli oldu Newyorkun havasi beni sasirtmadi.

Istanbula alisik insanim, dolayisiyla ona gore giyiniyorum; Hafif firtinasina yakalandik Ipekle yani ruzgari cok sert soguguda ve gokyuzunun renkleri cok guzeldi inanilmaz parlak ve yine yer yer olusan minik bulut kumeleri arasindan gunesin ardindan kalan ates rengi kizilligi siziyor ve tabii hava soguk . Ve ben elimde dondurma ve ruzgara karsi basim gokyuzune donuk Ipek kizin pesinden kosturuyordum Hersey cocuklarimla iyi de ama yinede kendi imkanlarimin olmasi tabiiki cooook onemli .....Onurdur bazi seyler. Maddi imkan ve kariyer..

Cok kucuk birsey ama Canim Petek kizimin marketteki alisveristeki torbalari dugumlemesini bir turlu beceremedik Ipekle .Ipek kizin derslerine giriyorum Piyano egitimi gormus olmam ne guzel bir iletisim kurdurdu burda muzisyen genclerle ve hocalarla. Paul Ostrovsky Ipek kizin piyano hocasi cok iyi bir piyanist ve hoca, bayildim. Steve mc Quenn; gencken hayran oldugum sinema sanatcisi ona benziyor . Bir guzel piyano caldim ona dinledi ellerimi iyi buldu. Ayrica film festivalinde koc gurubundan yonetici Turk bir hanimla tanistim Ipekle ilgilendi Bursunun koc gurubundan olmasi ve okulu onemli tabii.Petek kizim icin yapacagim birsey olamiyor Simdilik tabii. Bebeler olursa Insallah Bana dusen herseyi yaparim . Canim o biraz benim yasamimdan kendini sorumlu hissediyor ...Purchase yakininda bir park bisikletle gittim. Yani bizim Yesilkoy Rone park degil yaaani hepsi kendi halinde guzel .Parkta heykeller golet ve agaclar huzur vericiydi yine gidecegim. Temiz ve duzenli bakimli ve buyuk. Benim kucuk oyle bir anlatiyor bulursan bul ogrenirsen ogren. Benim Abla kizim kendini yorar ve bana anlatir detayli. Ama artik yapmamaya calisiyor ;beynimi o da okuyor, tabii yanilmalari var. Agrilarim yok gibi ilaclar mi, hava temizligi mi, yediklerim mi anlamadim herseyide yiyorum. Dur bakalim belli olmaz.

Ucakla gelirken rotayi ekrandan gorup ve yere dogru bakmak ulkeleri karadan denizden takip etmek hosuma gitti. Gunesin yansimalari ve bulut kumeleri cok hostu . Zip zip yaziyorum ordan oraya.... dusuncelerim ve buna bagli konusmalarim boyle iste... Ne yapalim ben boyleyim...

16 Ekim 2006

newyork

New York a gidiyorum.

08 Ekim 2006

Zonguldak

Zonguldak Kamu Avukatları 1.Ulusal sempozyumuyla ilgili bilgiler goggly de bulunmaktadır .Adımı yazarak.
Kamu Avukatı ve  Kültür Sanat komisyonu yürütme kurulu üyesi olarak İstanbul Barosunu temsil etmek ayrıca piyano dinletisi sunmak beni son derece mutlu etti.Baro Başkanı , Vali, Karaelmas Ün. Rektörü son derce aydın kişiler olup sanatlada ılgiliydiler . Kaldığımız Emirgan oteli Karadenizin vahşi güzelliğini bütün haşmetiyle gösteriyordu . Denizle otelın arasıdaki tunel ve trenlerin geçişi beni çocuklar gibi sevindiriyordu .Yüksekten oyuncak gibi gözüküyordu . Kaldığım oda ,akşam davetleri çok güzeldi. Piyanom nedeniyle yaşadığım ilgi ve vakıflarda çalıştığım yıllarda yapmış olduğum cesur ve dürüst avukatlığım ayrıca özgüvenımdi.bu  sempozyumda.3gün  bayağı iyi olarak kendimi yaşadım . Çocuklarımdanda ıyı haber alınca yalnızlığımın çokluğuyla   dolu dolu geçti günler.. Gitmeden önce bodrumdaki arkadaşımla  ıstedığım şeyleri konuşunca , sevınmiştim . O nedenle piyanoda kendi eserlerimi çok duyarak çaldım .Istanbulda görüşeceğiz .  Bodrumda ıkı saat gibi denizde kalıp yüzdük .açıldık , konuştuk güldük , yemeğe çıktık . Gençler gibi çok güzeldi .Diğer arkadaşlarımlada güzel vakit geçirdikj.Bakalım şimdi prenses ile NewYork . Hazırlık yapıyor sevimli minik .Tatlı kıvırcığımlada yılbaşı yaşamıştım taa Hamburgta  yavrularıma teşekkür ederim bana yaşattıkları için 

05 Ekim 2006

KAMU AVUKATLARI SEMPOZYUMU - ZONGULDAK


Zonguldak Barosu ve Ankara Barosunun ortaklaşa düzenlediği seminer 22-24 eylül tarihlerinde Zonguldak’ta yapıldı .
Açılışını Zonguldak Baro Başkanı Av.Erol Mekik’in yaptığı sempozyumda, Prof.Dr Anıl Çeçen Kamunun savunulması', C.H.P Konya Milletvekili Atilla Kart ' Kamu personel rejimi yasa tasarısı açısından kamu avukatlığının değerlendirilmesi”, Prof.Dr.Hasan Tunç 'Kamuda görev yapan avukatların mali ve özlük hakları', Danıştay 4. Daire üyesi Zeki Çelebioğlu ve Zonguldak Baro Başkan yardımcısı Av Engin Akkaya' Avukatların vekalet ücreti sorunları' konulu sunumlarını yaptılar.
Sempozyumda İstanbul Barosu’nu Kültür Sanat Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi ve Kamu Avukatı Yasemin Eğinlioğlu temsil etti.
Sempozyumda bir piyano dinletisi de sunan Av.Yasemin Eğinlioğlu’na Zonguldak Barosu tarafından bir teşekkür plaketi verildi.



02 Ekim 2006

zonguldak

Zonguldak sempozyumu çok güzel geçti .

21 Eylül 2006

petek ipek güzellerim

Petek kraliçe kızım ilk göz ağrım,Memo'su ile birlikte Almanyaya Münich bira festivaline ve arkadaşlarıyla buluşmaya gidiyor .Yedi yıl yaşadığı ve çok güzel bir eğitimin yanında spor yapmayı vegerektiği gibi gezmeyide ihmal etmedi . Hamburg marotonunu koşan ve triatlon yapan kızım bugünde Istanbuldaki işine bisikletle gitti . Emirgân sahilindeki evinden maslaktaki işine ...Yani yokuş yukarı .. Bence çok keyifli olmuştur .Çünkü Hamburgtaki işine bisikletle gidiyordu onu ve bisikletini özlemişti . Benim kıvırcığm kendine ait olan şeyleri pek sever..Çünkü emeğiyle çalışmasıyla elde eder . Gelelim prensesim İpek kızıma .Oda NewYork ünüversitesinde kendi değerlerini keşfetme çabası içinde ve bu sene daha başarılı . İkinci senesinde bir çok güzel şeye el attı Bir işte çalışma çabası ve çağdaş müzikte piyanosuyla mutlu olması ve arkadaşlık ilişkilerinde kurduğu denge vede sıgarayı bırakma çabası beni mutlu etti . Ve ben yarın Zonguldak'a gidiyorum . Hoş birşey .Meslekdaşım avukatlar benim piyano dinletim için hazırlık yaptılar. Gurur duyorum bu güzellikler için ailem adına .Onları çok seven ve yaşamlarında sevgiyi onlarda bulan babaları Süha ,dayıları Barış ve anneanneleri Behice'nin bu güzellikleri görmelerini isterdim . Olsun onların ömürlerini tanrı çocuklarıma versin .Hak ettikleri isteklerinin olmasını temenni ediyorum çocuklarım için.

18 Eylül 2006

Baro seçimleri

Istanbul Barosu önseçimleri bugün yapıldı .Kâzım Kolcuoğlu kazandı.Benim desteklediğim adaydı . Bireysel görüşüm, iyi çalıştı, sakin ve tarafsız davrandı . Ve benim sanat ve piyano olaylarımda yakın ve anlayışlı oldu .Seçim neticelerini beklerken asmalımesçit,teçay içmek ve arkadaşlarlaolmak ve gençlerin etrafımda olması sohbet etmek çok hoşuma gitti . Bırde Petek kızımın sınıf arkadaşları var bırde beni sevdiler bayağı ...bi şımardım . Bir de Zonguldak Barosu daveti var piyano falan yanii ......Bir de genç göstermek de eklenince .. Hadi bakalım Yasemin dedim . Ama neleri de göğüslüyorsun bu arada .. Anlamıyan insanların tepkilerini . Hassas insanlarız . Vesselâm...İpek kızım aradı . New Yorktan .Keyfi yerinde . Yeni birçok şey yapıyor . Ve ikinci dönem bursunu ayarlıyor .Erkek arkadaşı Mıke ile önemli paylaşımlar yaşıyorlar . Bakalım bu seferde küçük kızımın sayesinde Amerikayı yaşıyayım .Kıvırcık güzel ile Avrupayı yaşadım ...Bahtları güzel olsun yavrularımın ..

15 Eylül 2006

Dr.Dobrucalı

Doktorum Ahmet Dobrucalı'ya muayene oldum . Yıllardır reflü ve diğer sağlık sorunlarımda bana inanıp, panik demeden ilgilenen doktorumu seviyorum . Beni rahatlattı ve sabırla izah etti herşeyi .Tam benim dilimle konuşuyor .Çocuklarım gibi .Bilhassa Petek kızımın anlattığı gibi .Tabii her zaman değil......Beni anlıyan ve kırmadan konuşan insanları bazen çok özlüyorum . Bir çölde vahaya rastlamış gibi oluyorum .Onları görünce ve çok heyecanlanıyor .. Duygularımı kontrol edemiyorum ve onları zor durumda bırakıyorum .Biraz sabretseler güzel bir dostluk başlıyor ... Neyseee

13 Eylül 2006

zonguldak

Zonguldak Barosu tarafından tertiplenen; kamu avukatları uluslararası sempozyumuna  katılıyorum . Mutlu oldum . Kendimle ilgili verdiğim bilgiler üzerine ayrıca bir piyano resitali vericeğim .Açılış Zonguldak  kültür merkezinde olucak . Veresitali o merkezde vericeğim . Benin için onur verici . Birşeyler birikmişti içimde zaten . Yine güzel birşeyler yaparak var olacağım .  Dış dünyamın renkliliğinden asıl beni.göremiyenleriçin bir şölen işte .....
Benim küçük prenses İpekNew yorkta bu sene atağa geçti . Tabii yapacak . Bu sene 'herşey kontrolum altında ' diyor . Nehoş .. veKüçük bir işte ayarlamış , sosyal güvenlik numarası alıyor .
Ve kraliçem Petek , ben onu yetiştirdim , şimdi obeni yetiştiriyor . Bütünbu siteyi yeni öğrendiğm şeyleri ona borçluyum . Her iki kızıma bana yaşattırdıkları için teşekkür ediyorum.

12 Eylül 2006

Altınoluk

Altınoluk'ta köydeki kafeteryada kahvaltı yaptık dönüş yolculuğuna çıkmadan önce. Arılar bizi yalnız bırakmadı. Çok lezzetli çiğ börek yedik.

Bodrum-Turgutreis tatilimden

Bodrum-Turgutreis'te, evimizin balkonundan Ege'deki adalar. Deniz 2 hafta boyunca muhteşemdi.


Arkadaşlarım Fidan ve Filiz ile birlikte çok güzel zaman geçirdim.


Damadımla Sabancı parkındaki restoranda kahvaltı yaparken. Kızım da fotoğrafımızı çekti.


Kızım ve avukat arkadaşım Ayla ile Avta Tatil Köyü'nde.




24 Ağustos 2006

Haftaya Altinoluk!

1 hafta da Altınoluk'da olucam.

18 Ağustos 2006

Bodrum

Yarın yanı ağustos 18 ınde bodruma gidiyorum . Dört ya da beş yıldır gitmedim . Anılar bol . Gezıler artık hüzün ve özlem taşıyor benım için .