Altı yaşındaydım babam 1956 yılında Fatih'teki evimize piyano aldı . Bir ermeni vatandaştan .. Schiller marka Alman piyanosu ve üzerinde .. Konstantinople(pera) yazılı .. Cevizağacından yapılma ... oymalarının güzelliği ... rüya gibi gelmişti bana.. onu her taşındığım yere götürdüm salonumun daima baş köşesinde oldu ve iki kızımada ilk piyano derslerini o piyanoda verdim ..... Piyano hocalarımın bir çoğu ermeniydi ... Anahit Hanesyan .. Ferdi Von Statzer .. Demirhan Altuğ ,Rana Erksan .... Sonra Hülya Saydam .. ve beni en çok anlıyarak uzun yıllar yetiştiren KristinErgenberg adlı hocam .. ... Sosyete Nişantaşı, Şişli .. ve orta halli Fatih... Osmanlı 'nın kültür semti ... medreselerin beşiği ... Ve Piyano dersleri... ama ilk notaları babam öğretmişti... . O zaman konservatuvar Beşiktaş'ta Barboros İlkokulunda idi .. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum .. Ama orda solfej hocam Ferdi Von Statzer.... piyano hocam Anahit Hanesyan idi ..... Piyano dersi sosyal bir ayrıcalıktı . ve o insanları şimdiki değişimde özlüyor ve herşeye rağmen nitelikli buluyorum .... Fatih- Beşiktaş ... otobüsüne o tarihlerde sekiz yaşında kendim biner konservatuvara giderdim . Sonra okul ile uyum sağlıyamadım ve babam on yıl süren özel dersler aldırdı . Evet babamın' küçük bütçesiyle' ben Şişli'deki hocalarıma piyano dersine giderdim .. Bir keresinde derse 'pazen' elbise ile gittiğim için Demirhan Altuğ hoca beni azarlamıştı . Annemin telefonla onu sonradan kınadığını hatırlıyorum ..... Ve yıllar sonra 'dünya güzeline ' Modacı Cemil İpekçi tarafından giydirilen elbise' pazen' idi .....Dersler onbeş dakika sürerdi ve annelerle hocalar konuşmaya dalardı .. Beni babam götürür sonra alırdı . Ama hiçbiri benim ruh dünyamla ilgilenmedi.... takiii Kristin hocama kadar .. O evimize gelirdi iki saat benle konuşurak ders verir piyano ile eğlenmemi ve sevmemi sağlardı... Şişli ve Nişantaşı ara sokakları parke taşları..... film gibi aklımda .. Piyano dersine gelen talebelerin annelerinin zerafetleri yapmacıksız ama düzgün İstanbul Türkçe'si ile konuşmalarını ve müziğe saygılarını unutamam .... Benim çocukluğumun bir parçası annem ve babam sayesinde o zamanki İstanbul ve Anadolu'nun en güzel değerleriyle geçti . O güzellikleri geliştirerek koruyamadık ....Ama bu sentez benim ve çocuklarımın kültürünün oluşmasında daima önemli bir yer tuttu ...