02 Ekim 2008

Orhan Pamuk ... Beni 1960 Yıllarının İstanbul'una Götürdü .. Nişantaş'ı ve Şişli'deki Piyano Hocalarım .. Ferdi Von Statzer, Demirhan Altuğ, Rana Erksan .....

 Altı yaşındaydım  babam 1956 yılında Fatih'teki evimize piyano aldı . Bir ermeni vatandaştan .. Schiller marka Alman piyanosu ve üzerinde ..  Konstantinople(pera)  yazılı ..  Cevizağacından yapılma ... oymalarının güzelliği ... rüya gibi gelmişti  bana.. onu her  taşındığım yere götürdüm salonumun daima baş köşesinde oldu ve iki kızımada ilk piyano derslerini o piyanoda verdim ..... Piyano hocalarımın bir çoğu ermeniydi ... Anahit Hanesyan ..  Ferdi  Von Statzer .. Demirhan Altuğ ,Rana  Erksan .... Sonra Hülya Saydam .. ve beni en çok anlıyarak uzun yıllar  yetiştiren  KristinErgenberg adlı hocam .. ... Sosyete  Nişantaşı, Şişli .. ve orta halli Fatih... Osmanlı 'nın kültür semti  ... medreselerin beşiği  ... Ve Piyano dersleri... ama  ilk notaları babam öğretmişti... . O zaman konservatuvar Beşiktaş'ta Barboros İlkokulunda idi .. Nasıl olduğunu hatırlamıyorum .. Ama orda solfej hocam Ferdi  Von  Statzer.... piyano hocam Anahit Hanesyan idi .....  Piyano dersi sosyal bir ayrıcalıktı . ve o insanları şimdiki değişimde özlüyor ve herşeye rağmen nitelikli buluyorum .... Fatih- Beşiktaş  ... otobüsüne  o tarihlerde sekiz yaşında  kendim biner  konservatuvara giderdim . Sonra okul ile uyum sağlıyamadım ve babam  on yıl süren  özel dersler aldırdı . Evet  babamın' küçük bütçesiyle' ben Şişli'deki hocalarıma  piyano  dersine  giderdim ..  Bir keresinde derse  'pazen' elbise ile gittiğim için Demirhan Altuğ hoca beni azarlamıştı . Annemin telefonla onu sonradan kınadığını hatırlıyorum ..... Ve  yıllar sonra 'dünya güzeline '  Modacı Cemil İpekçi tarafından giydirilen elbise' pazen' idi .....Dersler onbeş dakika sürerdi ve annelerle hocalar konuşmaya dalardı .. Beni babam götürür sonra alırdı . Ama hiçbiri benim ruh dünyamla ilgilenmedi.... takiii Kristin hocama kadar .. O evimize gelirdi iki saat benle konuşurak ders verir piyano ile eğlenmemi  ve sevmemi sağlardı... Şişli ve Nişantaşı ara sokakları parke taşları..... film gibi aklımda .. Piyano dersine gelen talebelerin annelerinin zerafetleri yapmacıksız ama düzgün  İstanbul Türkçe'si ile konuşmalarını ve  müziğe  saygılarını unutamam .... Benim çocukluğumun bir parçası  annem ve babam sayesinde  o zamanki  İstanbul ve Anadolu'nun en güzel değerleriyle  geçti .  O güzellikleri geliştirerek koruyamadık ....Ama  bu sentez benim ve çocuklarımın  kültürünün oluşmasında  daima önemli bir yer tuttu ...