14 Şubat 2007

Bu gün 9 şubat cuma .......veeeeee teleferikle Bastille

Sabah erkenden nehir kıyısından yürüdüm ve teleferik ile Bastılle çıktım.Petek kızım tarif etti. Teleferik bana 1990 yılında Süha ve çocuklarımla gittiğim Salzburg'u hatırlattı. Müzik bilgimi geliştirmek amacıyla Mozarteum Akademisi'nin piyano derslerine katılmıştım. Özel bir ilgi görmüştük. Türk aile ve çocukları.. Frounburg Sarayını yurt yapmışlardı, orda kalmıştık ne güzeldi.... Türkiye'ye gelince Altan Aşar benle televizyon programı yapmıştı ve 40 yaşındaydım.... Neyse gelelim yine Grenoble, teleferikte iki gençle tanıştım. İngiliz avukat David ve Etiyopya'lı Luis Londra'da oturuyor. Tepeden Grenoble ve karlı dağları seyrettim Mont Blanc dağını da uzaktan gördüm. İtalya ile Fransa arasında sınır sorunu olan dağ.. Kayak merkezleri. Bizdeki Nemrut dağı gibi Malatya ile Adıyaman illeri bir türlü paylaşamaz bu dağımızı... Neyse kısa bir mesafede karlı ve soğuk bir zaman yaşadım şirin fransız şehrinde. Güneş de bana bir kıyak yaptı, beni bütün gün mutlu etti. Nehir kıyısı evleri bilinen Avrupa evleri gibi bakımlı aynı ve şirin.. Soona şirin kafelerinde oturdum ve alışveriş yaptım. Ama Petek kızımın biraz keyfi yok. Onun şirketine yakın bir yerde çalışan mühendisle tanıştım. Tekrarla maalesef Türk olmak dezavantaj, baro avukatı olmak hele Istanbul Baro'sunda olmak süper ... Mersilerle, bonsuarlarla geçiyor günümüz. Zarifler ama samimi değiller... Ne yapalım ağabeyimi de pek üzmüşlerdi. Soona Mehmet ve Petek'in arakadaşı Marian ile küçük şirin ve sakin bir yerde Çin çayı içtik. Eski şehir diyorlar Avrupa'lılar bozulmadan muhafaza ettikleri bu yerlere. Marian sevimli bir Fransız. Hava yağmurlu sohbet de güzel olduğu için ismi Cha Yuan olan bu küçük ve ilginç mekanda vakit çok iyi geçti.. Marian bana ufak bir porselen çaydanlık hediye etti. Ağabeyimin sevdiği tiplerden bu minyon fransız. Akşam da Edith Piaf'ın şarkılarını televizyondan izleyince geçmiş anılarım iyice canlandı sevindim.........